Makale

ABD-Çin İlişkileri Perspektifinde Tayvan Sorunu

ABD ve Çin 21. Yüzyılda uluslararası diplomasiyi etkileyen ve küresel ekonominin taşlarını oluşturan iki süper güç olarak karşımıza çıkmaktadır. ABD askeri ve ekonomi; Çin ise daha çok ekonomi alanında uluslararası diplomasinin vazgeçilmez aktörleridir. 1844 Wanghia Antlaşması ile ABD ve Çin tarih sahnesinde ilk defa resmi olarak temas kurmuşlardır. ABD ve Çin ilişkilerinde çoğu zaman sert gerginlikler yaşanmış, ilişkilerin askıya alınması, karşılıklı ambargo ve yetkili kişilere karşılıklı olarak yaptırım uygulanması kararları alınmıştır. 1949 yılında Mao’nun iktidara gelmesiyle birlikte ikili ilişkilerde ciddi sorunlar meydana gelmeye başlamıştır. ABD’nin uyguladığı ticari yaptırımlarla karşı karşıya kalan komünist rejimli Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler’den çıkarılmış ve uzun bir süre boyunca da ‘Milliyetçi Çin’ olarak nitelendirilen Tayvan, ABD ve BM tarafından Çin’in temsilcisi olarak tanınmıştır. Özellikle Kore Savaşı sonrasında Çin ile ilişkiler daha da kötüleşmiştir. [1]

1955 yılında başlayan Vietnam Savaşı’na ABD 1963 yılında dahil olmuştur. ABD’nin savaşa dahil olmasına Çin çok sert şekilde tepki göstermiştir. Çünkü Çin güneyinde ABD hegemonyasında kurulacak bir devleti komünizme karşı bir tehdit olarak görmüştür. ABD’nin Vietnam Savaşı’nda yenilgi ile geri çekilmesini, Çin zafer olarak görmüştür.

1950’de başlayan Kore Savaşı’nda tarafsız duran Çin, savaşın kendi sınırına dayanması ve ABD müttefiki bir Kore devletinin kurulmasının kendisi için büyük bir risk olarak görmesi ile savaşa dahil olmuştur. Çin, Kore Savaşı’nda Kuzey Kore safhasında yer alınca ABD Çin ile olan tüm diplomatik ilişkilerini kesmiştir. Bu süreçte Çin ile SSCB yakınlaşmaya başlayınca ABD Çin’e karşı 1971 yılından itibaren yumuşak politika uygulamaya başlamıştır.

1971 yılında ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger Pekin’i ziyaret ederek ‘Tek Çin’ vurgusu yapmış ve böylece ilişkilerde yeni bir sayfa açılmıştır. 1982 yılında ABD’nin Tayvan’a silah satması iki ülke arasındaki yeni bir kriz açmıştır. ABD’nin ilerleyen zamanlarda silah satışını kısıtlaması iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden yumuşatmıştır. ABD Başkanı Ronald Reagan’ın 1984 yılında Çin’e yaptığı resmi ziyaret ile ilişkiler üst seviyeye çıkartıldı.

2001’de ABD askeri keşif uçağının, Çin’in güneyindeki Hairan Adası açıklarında bir Çin savaş uçağına çarpıp düşürmesi, iki ülke arasında “casus uçak” krizine yol açmıştır. 1999 yılında Yugoslavya’da NATO hava operasyonu sırasında ABD uçaklarının yanlışlıkla Çin Belgrad Büyükelçiliği’ni vurması sonucu ilişkiler kopma seviyesine gelmiştir. ABD’nin resmi olarak özür dilemesi ile kriz aşılmıştır.

2017 yılında ABD Başkanı Donald Trump’ın Tayvan Devlet Başkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde Tayvan liderine ‘Tayvan Başkanı’ olarak hitap etmesi iki ülke arasında krize yol açmıştır. ABD Başkanı Donald Trump ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ABD’de bir araya gelmesi ile ilişkilerde yeni olumlu yansımalar görülmüştür.

14 Kasım 2022 tarihinde ABD Başkanı John Biden ile Çin Devlet Başkanı Xi Jinping G-20 Liderler Zirvesi’nde bir araya geldiler. ABD’nin “Tek Çin” politikasının değişmediğini vurgulayan Biden, “statükoda tek taraflı değişikliğe karşı olduklarını” ifade etti. Biden Tayvan Boğazı’ndaki istikrarı korumaya kararlı olduğunun altını da çizmiştir. Xi Jinping ise ‘Tayvan’ın aşılmaması gereken ilk kırmızı çizgi’ olduğunu vurgulamıştır.

2 Şubat 2023 tarihinde ABD hava sahasında Çin’e ait bir balonun bulunması ile iki ülke arasında ‘Casus Balkon Krizi’ olayı yaşanmıştır. Balon Krizi nedeniyle ABD, Çin Büyükelçiliğinden açıklama istemiş, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken yapacağı Pekin ziyaretini iptal etmiştir. Çin balonun meteorolojik bir balon olduğu açıklaması yapmış ama ABD yetkilileri olayı casus olay olarak ilan etmiştir.

TAYVAN

ABD ve Çin ilişkilerinin kilit noktası olan Tayvan, Çin İç Savaşı sonrası Formoza Adası’na kaçan Çan Kay Şek tarafından ‘Çin Cumhuriyeti’ adı ile kurulmuş bir devlettir. Çin Tayvan’ı bir eyalet olarak görürken Tayvan bunu kabul etmeyip bağımsız bir ülke olarak kendini ilan etmiştir.

Tayvan, Tayvan Adası yanı sıra 21 takımada ve Pescadores Adalarından oluşur. İdari olarak bir merkez, 4 eyalet ve 16 ile bölünmüştür.

Tayvan ve Çin boğazdaki adaların egemenliği ile ilgili iki defa karşı karşıya gelmiş ve çatışmalar yaşanmıştır. 1953 ve 1958’ de yaşanan bu olaylara ABD ve SSCB’nin dahil olması olayı daha da derinleştirmiştir. 1953 yılındaki I. Tayvan Boğaz Krizi olayında Tayvan’a ait olan Tachen Adası Çin’in denetimine geçmiştir. 1958 yılında yaşanan II. Tayvan Boğaz Krizi olayında ise Tayvan 400, Çin 50 kayıp vermiştir. Bu krizde ABD’nin izlediği politika ise ABD başkanlık seçimlerinde belirleyici etki olmuştur.

1970’li yıllara kadar birçok ülke Tayvan’daki Çin Cumhuriyeti’ni Çin’in temsilcisi olarak görmüştür. 1971 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı ile Çin Halk Cumhuriyeti Çin topraklarının resmi temsilcisi olarak kabul edilmiştir. Günümüzde ise Tayvan’ı 23 ülke tanımaktadır. Uluslararası alanda tanınmaya ve BM üyesi ülke olmaya çalışan Tayvan Çin’in engellemeleri ve vetosu ile karşı karşıya kalmaktadır. Tayvan birçok ülke ile gayri resmi olarak ilişkiler sürdürmektedir.

ABD 1979 yılında Çin Halk Cumhuriyeti’ni resmen tanımıştır. Aynı yıl ise Tayvan ile ‘ilişkiler yasasını’ yürürlüğe koymuştur. Bu yasa Tayvan ile ikili ilişkilerin yürütülmesinin yanında Tayvan’ın savunulmasını da üstlendiğini beyan etmektedir.

Çin Tayvan’a ‘bir ülke iki sistem’ olarak formüle edilen ve Çin’in yeniden birleşmesini kabul eden bir çözüm yolu sunmuştur. Bu formül ile Tayvan’a geniş anlamda özerklik verileceğini belirtilmiştir. Ancak bu formül Tayvan tarafından kabul edilmemiştir.

ABD Tayvan’ı Neden Destekliyor?

ABD komünizmin küresel anlamda yükselişe geçmesini önlemek ve SSCB’nin pasifik bölgesinde ilerlemesini engellemek amacıyla 1950’lerden beri pasifik bölgesinde bulunuyor. ABD’nin Pasifik bölgesindeki en büyük müttefiki ise Güney Kore’dir. ABD Çin’e ve Kuzey Kore’ye göz dağı vermek, Çin’in hareket alanını sınırlandırmayı ve var olan süper güç hegemonyasını devam ettirmek amacıyla sürekli bölgede askeri gemiler bulundurmaktadır. ABD Çin’in yükselişe geçmesini dengelemeye ve tehlikeli bir düşmana dönüşmesini engellemeye çalışmaktadır. Bu çerçevede Tayvan ABD için büyük bir öneme sahiptir.

Dünyanın en fazla askeri harcamasının yapıldığı Pasifik bölgesinde, en yakın savaş senaryosu da Çin-Tayvan Birleşmesi sorunundan kaynaklanması öngörülmektedir. Çünkü “bir devlet iki sistem” politikası bağlamında, Tayvan’ın Çin tarafından yutulması önündeki en büyük engel Amerika’dır. Süper güç ABD ve bölgenin yine güçlü ülkelerinden Japonya, yükselen güç Çin’i bir tehdit olarak algılamakta ve bu iki ülke özellikle jeostratejik konuma sahip Tayvan ile Çin’i dengelemeye çalışmaktadır. Güney Çin Denizi (GÇD) ve Doğu Çin Denizi (DÇD) üzerindeki adaların egemenliği sorunu ÇHC ile Tayvan’ı karşı karşıya getirmektedir.

Çin ve Tayvan, kendilerini Çin’in tarihsel mirasının gerçek sahibi olarak gördüklerinden, Güney Çin Denizi’ndeki Spratley ve Paracel adaları ile Doğu Çin Denizi’ndeki Senkaku/Diaoyu adaları üzerinde benzer hak iddialarına sahiptirler. [2]

ABD Tayvan’a her türlü askeri desteği sağlamaya çalışmıştır. 2010 yılında 6 milyar dolarlık bir silah satışı yapmıştır. ABD askeri alanda devam ettirdiği desteklerle Tayvan ordusu eğitmiş, hava savunma sistemlerini modernize etmiştir.

2 Ağustos 2022 tarihinde ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan’a iki günlük ziyaret gerçekleştirdi. 25 yıl sonra ilk kez bir üst düzey ABD yetkilisi Tayvan’ı ziyaret etmiş oldu. Ziyaretin 2 Ağustos’ta yapılması Çin’e karşı bir göz dağı olarak nitelendirildi. Zira 2 Ağustos Çin’in kurtuluşu olarak kutlanıyor. Çin ziyarete sözlü ve yazılı seviyede sert tepki gösterdi. Çin bölgedeki uçak ve deniz devriyeleri sayısını arttırmıştı. Pelosi’nin ziyareti ardından Çin Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, gezinin ‘Çin-ABD ilişkilerinin siyasi temeli üzerinde ciddi bir etkisi’ olacağını vurgusu yaptı.

Nancy Pelosi’nin ziyaretinden sonra 18 Ağustos 2022 tarihinde ABD Tayvan’la patriot hava savunma sistemlerinin yenilenmesini içeren 83,89 milyon dolarlık anlaşma imzalamıştır. Mart 2023 tarihinde ABD Tayvan’a F-16 savaş uçaklarında kullanılan füzelerin satışı için 619 milyon dolarlık anlaşmaya onay vermişti. 30 Haziran 2023 tarihinde ABD Tayvan’a 440 milyon dolar tutarında askeri ve lojistik destek sağlayacağını belirtmiş, Çin ise ABD’yi ‘Tayvan’ı barut fıçısına dönüştürmekle’ itham etmişti.

ABD 7. Filo ile Pasifik bölgesinde yer almaktadır. 7. Filoya bağlı Japonya ve Guam’da askeri üsleri bulunmaktadır. ABD 7. Filo ile Tayvan’ı savunma altına almaktadır. ABD filosuna ait gemilerin bölgedeki faaliyetleri Çin ile ABD’yi karşı karşıya getirmektedir.

Sonuç itibari ile ABD ‘Tek Çin’ vurgusunu yaparken diğer yandan Çin’in Tayvan’ı işgal etmemesi için gerekli tüm önlemleri almaktadır. Tüm bu perspektiflere rağmen ABD Tayvan’ı resmi olarak tanımamaktadır. Resmi olarak tanıması da beklenmemektedir. ABD her türlü askeri destek ile Tayvan’nın yanında yer almaya devam edecek gibi gözükmektedir.

KAYNAKÇA

Umuç, Görkem, Çin – ABD İlişkileri ve Geleceği, Lisans Tezi, Bursa, Uludağ Üniversitesi, 2014, s.2-37

Turan, İshak, ABD- Çin İlişkileri Bağlamında Tayvan Sorunu, Düzce Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2016, s.80-105

Kartal Batuhan, Olkan, Çin – ABD İlişkilerinde Güvenlik İkilemi: Tayvan Sorunu, Journal Of Business Innovation and Governance, Cilt 4, No 1, 2021, s.27-41

Caner Çakı et al., Vietnam Savaşı Sırasında Çin – ABD İlişkileri: Çin Propaganda Posterleri Üzerine İnceleme, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, Cilt 7, No 2, 2019, s. 953-976

Üstün, Kadir, ABD-Çin Mücadelesinde Tayvan’ın Rolü, Siyaset, Toplum ve Ekonomi Dergisi, Cilt 7, No 71, 2022,

Dedekoca, Ersin, ABD-Çin İlişkilerinde Kriz Yönetimi, Uluslararası Kriz ve Siyaset Araştırmaları Dergisi, Cilt 1, Sayı 3, 2017, s. 141-168

Koyuncu, Mustafa Cem, ABD’nin Hint Pasifik Bölgesinde Çin’i Çevreleme Politikası, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 2021, s.13-47

https://m.bianet.org/bianet/siyaset/265332-abd-temsilciler-meclisi-baskani-nancy-pelosi-tayvan-da (Erişim Tarihi 2 Ağustos 2022)

https://tr.euronews.com/2022/08/02/abd-temsilciler-meclisi-baskani-pelosi-tayvana-gidiyor-son-gelismeler (Erişim Tarihi 3 Ağustos 2022)

https://www.evrensel.net/haber/481204/abd-cin-arasinda-simdi-de-balon-krizi (Erişim Tarihi 5 Şubat 2023)

https://www.google.com/amp/s/www.gazeteduvar.com.tr/amp/abdnin-tayvanla-askeri-is-birligi-artiyor-haber-1577258 (Erişim Tarihi 13 Ağustos 2022)

https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/articles/c728kv5l7n8o.amp (Erişim Tarihi 6 Nisan 2023)

Özgenur Aktan, “Dr. Emine Akçadağ ile Çin – ABD İlişkileri”, 23 Mart 2015, https://www.tuicakademi.org/dr-emine-akcadag-ile-cin-abd-iliskileri/ (Erişim Tarihi 31 Mart 2015)

  1. Umuç Görkem, Çin – ABD İlişkileri ve Geleceği, Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi, 2014, s. 2-37

  2. Koyuncu, Cem Mustafa, “ABD’nin Hint Pasifik Bölgesinde Çin’i Çevreleme Politikası”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, cilt 5, Sayı 1, 2021, s. 13-47

Avatar

sezayiyvznt

Erciyes Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi. Türk Kızılayı Kayseri Teşkilatı yönetiminde yer almakta.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir