Almanya´nın Yeni Güvenlik Politikaları
Yeşil politika, sürdürülebilir enerji arayışı gibi politikalara sahip ve Avrupa Birliği’nde en fazla göçmen kabul eden ülke olan Almanya, 2021 yılının Eylül ayında Merkel tarafından bırakılacak Şansölyelik görevi nedeniyle bir değişim sürecinden geçebileceğini herkese hissettirmişti. Yerine gelen ve “Ampel” koalisyonu olarak adlandırılan hükümette, yeni ve daha fazla ilerlemeye açık, dış politikada cesaret anlayışı ile hareket eden Baerbock ön plana çıkmıştı. Koalisyon içerisinde öne çıkan durum; iklim değişikliğinin çeşitli dış politika konularındaki entegrasyonuna dikkat çekilmiş ve feminist bir dış politika izleme konusundaki hassasiyet belirtilmişti (Tolksdorf, 2022). 2022 Şubat sonuna kadar ise Almanya çok taraflı yaklaşımlarıyla uluslararası iş birliğine dayanan çok taraflı kurumları önemseyen bir güvenlik anlayışını sürdürmeye devam etmekteydi. Bu durum ise Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve NATO gibi örgütlerde aktif rol oynamayı içermekteydi(Akal, 2021).
2022 Şubat sonuna gelindiğinde ise Rusya tarafından gerçekleştirilen Ukrayna İşgali, tüm dünyada Avrupa Birliği’nin bu sert atağa tepkisinin ne olacağı konusundaki merakların artmasına neden olmuştu. Buna ek olarak Almanya’nın yeni hükümeti ve önde gelen ekonomisi düşünüldüğünde AB’nin içindeki Alman rolünün ne kadar güçlü olabileceği de sorgulanan bir diğer noktaydı. Zira Almanya’nın o güne kadar ki güvenlik politikaları, askeri araçlara direkt yaklaşım yerine diğer politika araçlarının kullanılması yönündeydi. Bu noktada istikrar ve kriz yönetimi ile birlikte çatışma önleme çabaları her zaman önemlidir. Ek olarak insani yardım faaliyetlerinin de çok önemli bir yere sahip olduğu da belirtilmelidir (AA, 2022). Fakat savaş sonrası Scholz tarafından verilen karar, Alman Ordusunun modernizasyonu ve güçlendirilmesi için 100 milyar avroluk fon ayrılması yönündeydi (AA, 2022). Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, Merkel dönemindeki dış politikanın Schröder döneminden kalan mirasla şekillenmiş olduğudur. Özellikle gözden kaçmaması gereken bir diğer parametre ise 1999-2005 yılları arasında değişmeye ve ulusallaşmaya başlayan Alman Dış Politikası’nın en önemli katalizör maddesinin Maastricht Anlaşması ile ulus üstü rollerin AB’de ortaya çıkmış olmasıdır. Bu durum sonucunda Almanya kendi ulusal dış politikasını ön plana çıkarmaya başlamıştır. Buna örnek olarak verilebilecek en çarpıcı gelişme 2008 yılında Gürcistan’ın işgalinde Merkel’in Rusya ile olan temasları nedeniyle yumuşak tepki vermesidir. Bu noktada Merkel’in AB’nin veya NATO’nun görüşleriyle ters bile olsa Almanya’nın ulusal çıkarlarına hizmet etmeyi tercih ettiği bir dış politika sürdürmüş olduğudur (medyascope, 2023).
Almanya’nın değişen güvenlik politikalarının neler olduğundan önce cevaplanması gereken çok önemli bir soru vardır ki o da Avrupa Birliği’nde Rusya-Ukrayna savaşı sonrası güvenlik anlayışının aynı kalıp kalmadığıdır. Buna cevaben, Rusya’nın saldırgan tutumu düşünüldüğünde AB için güvenlik, çok geniş kapsamlı bir probleme dönüşmüştür. Geleneksel olarak tartışılamayacak bir şekilde; gıda, enerji, iklim ve ekonomi ile güvenlik kavramının iç içe olduğunu gözler önüne sermiştir. Derinleşen bu kavram sonucunda AB’de güvenlik algısı üzerine tartışmalar ve yeni politika oluşturma süreci başlamıştır (IKV, 2023). Bu maddelerden en göze çarpanı enerji güvenliğidir. Savaş sonrasında eskisine nazaran çok aktifleşmiş ve bu durum ABD ve Kanada ile artan petrol ithalatı dinamiğine dönüşmüştür. AB’nin bu noktada 1973 Petrol Krizi sonrasında olduğu gibi enerji arayışını çeşitlendirmeye gittiği ve yeni bir alternatif olarak küresel yeşil enerjiye yatırımını arttırdığı gözlemlenmektedir. Bu noktada uluslararası ortaklıklar kurmak ve dünya genelinde temiz enerji santrallerini yaygınlaştırmak önemli bir yere sahip olmuştur (Şahin & Konrad Adenauer Stiftung, 2023).
Bu bilgiler ışığında güvenlik konusunun ne denli derinleştiği ve herhangi bir problemin tek bir perspektif ile net bir şekilde çözülemeyeceği anlaşılmaktadır.
Değişen Alman Güvenlik Politikaları’na daha yakından bakmak gerekirse; 14 Haziran’da sunulan Almanya’nın Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi, ilk kapsamlı güvenlik politika belgesi olma özelliği taşımaktadır. Bu 76 sayfalık belge, Şansölye Olaf Scholz ve Federal Dış İşleri Bakanı Annalena Baerbock’un önsözü ile başlamaktadır. İki bölüme ayrılan belgede ilk ana başlık ‘Almanya’nın Güvenlik Politikası çerçevesindeki kimliği’, ‘değerler ve çıkarlar’ ve ‘Almanya’nın Güvenlik Politikası bağlamında çevresi’ tanımlanmaktadır. İkinci bölüme geçildiğinde ise güncel durumda inşa edilmesi gereken yeni güvenlik stratejilerinin nasıl olması gerektiğinin altı çiziliyor. Burada öne çıkanlar demokrasinin iç politikadaki gücü ile dış politikanın daha sağlam bir yapıda olacağı yönünde ve Almanya’nın güvenilir bir NATO ve AB ülkesi olduğudur (Die Bundesregierung, 2023). Belgede gelişen ekonomi ve teknolojiye yapılan ithafların çok fazla olması ve Almanya’nın bu konumunu koruma zorunluluğunun vurgulanması doğrulanmaktadır. Bu noktada belgede geleneksel güvenlik yerine çok geniş kapsamlı bir güvenlik algısından bahsedildiği doğrulanmaktadır. Ayrıca enerji güvenliği ve yatırımları konusuna verilen öncelik ile iklim değişikliği nedeniyle enerji yatırımlarının artması durumu birbirine entegre edilmek istenmektedir. Bu durum Almanya’nın ulusal güvenliği ile yakından ilgilidir.
Geleneksel güvenlik anlayışı perspektifine biraz yaklaşmamız gerekirse, Rusya Almanya için en büyük tehdit olarak öne çıkmaktadır. Rusya’nın saldırgan politikaları karşısında Almanya, transatlantik ilişkileri çoğaltma yoluna gitmeyi hedeflemektedir. Çin ile olan ilişkiler ise konudan konuya değişen bir tutum içerisindedir. Hem ortak, hem rakip hem de sistemik bir tehdit olarak değerlendirilen Çin, çok kutuplu dünyada Almanya için önemli bir aktör olarak karşımıza çıkmaktadır(AA, 2023).
Öncesinde beyin ölümünün gerçekleştiği eleştirisi yapılan NATO’nun, günümüz arenasında Rusya’nın Ukrayna’ya olan işgali sonrası önem kazanması aslında bakıldığında Rusya’nın hiç de istemeyeceği bir duruma dönüşmüştür. Finlandiya’nın NATO’ya girmesi ve İsveç’in Türkiye tarafından olumlu bir netice ile sonlandırılma çabaları sonrası, tarafsız ülkelerin bile kendi çıkarları doğrultusunda bir taraf seçmesine yol açtığı görülmektedir. Almanya’nın her ne kadar tarihsel olarak transatlantik ilişkileri güçlü olsa dahi günümüz çok kutuplu dünyasında giderek ulusal dış politikalar benimsemek zorunda kalabileceği ve bu noktada Çin ile olan ilişkilerinin çok önemli bir durum teşkil ettiği gözlemlenmektedir. Buna verilebilecek en önemli negatif parametre, Çin Halk Cumhuriyeti’nin otoriter tutumuna karşın gelişmekte olan ve Almanya ile kurduğu büyük ticaret ağıdır.
References
AA. (2022, March 11). Almanya’nın Güvenlik Politikası Değişiyor Mu? – Perspektif – GÜNDEM. perspektif.eu. Retrieved July 19, 2023, from https://perspektif.eu/2022/03/11/almanyanin-guvenlik-politikasi-degisiyor-mu/
AA. (2022, June 2). Almanya’da ordu için 100 milyar avroluk fon ayrılması yarın Mecliste oylanacak. Anadolu Ajansı. Retrieved July 19, 2023, from https://www.aa.com.tr/tr/dunya/almanya-da-ordu-icin-100-milyar-avroluk-fon-ayrilmasi-yarin-mecliste-oylanacak/2604286#
AA. (2023, June 28). GÖRÜŞ- Almanya’nın yeni ulusal güvenlik stratejisi ve dış politika hedefleri. Anadolu Ajansı. Retrieved July 18, 2023, from https://www.aa.com.tr/tr/analiz/gorus-almanya-nin-yeni-ulusal-guvenlik-stratejisi-ve-dis-politika-hedefleri/2932708#
Akal, D. (2021, October 18). Almanya’da yeni hükümetin dış politika çizgisi ve Türkiye’ye bakışı nasıl olacak? BBC. Retrieved July 19, 2023, from https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58952735
Die Bundesregierung. (2023, Juni 14). Nationale Sicherheitsstrategie. Nationale Sicherheitsstrategie: Wehrhaft. Resilient. Nachhaltig. Integrierte Sicherheit für Deutschland. Retrieved July 16, 2023, from https://www.bmi.bund.de/SharedDocs/downloads/DE/veroeffentlichungen/2023/nationalesicherheitsstrategie.pdf?__blob=publicationFile&v=1
IKV. (2023, March 23). RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ İKİNCİ YILI VE AVRUPA AÇISINDAN ETKİLERİ / 17.03.2023. YouTube. Retrieved March 17, 2023, from https://www.youtube.com/watch?v=Sx6OmNdoSAw
medyascope. (2023, June 13). Rusya-Ukrayna savaşının Almanya’nın dış politikasına etkileri. . – YouTube. Retrieved July 19, 2023, from https://www.youtube.com/watch?v=gzAkk576z2c&t=551s
Şahin, Ç., & Konrad Adenauer Stiftung. (2023, Mart 21). RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI EKSENİNDE AB ENERJİ POLİTİKASI [136. Avrupa Birliği Online Sertifika Programı] [zoom].
Tolksdorf, D. (2022, January 15). Almanya’nın yeni hükümeti “değer temelli” dış politikasını Avrupa’da nasıl yürütebilir? | Heinrich Böll Stiftung | Niwêneriya Tirkiyeyê. Heinrich Böll Stiftung Derneği. Retrieved July 19, 2023, from https://tr.boell.org/tr/2022/01/15/almanyanin-yeni-hukumeti-deger-temelli-dis-politikasini-avrupada-nasil-yurutebilir