Çeviri: Norveç, Toplumsal Cinsiyet İdeolojisini Ortadan Kaldırmada İleriye Dönük Bir Adım Öneriyor
Debra SOH, 13.03.2023
Çeviri: Zuhal YILMAZ
Sağduyu ve bilim yavaş yavaş galip geliyor.
Geçen hafta, Norveç Sağlık Bakımı Araştırma Kurulu, “küçükler için cinsiyet doğrulama tedavisi (gender-affirming care)” denen yöntem ile ilgili mevcut yönergelerini artık kanıta dayalı olarak görmediği için tekrar gözden geçireceğini duyurdu. Kurul ayrıca ergenlik sonrası erkek olarak tanımlanan genç kız sayısı artışının da az çalışılmış bir mesele olduğunu kabul etti.
NBA ŞAMPİYONU, ÇOCUKLAR İÇİN ‘CİNSİYET AKIŞKANLIĞI’ SEÇENEKLERİ SUNAN FUTBOL LİGİNE GİTTİ
Önerilen güncel yönergeler uyarınca, ergenlik engelleyicilerin, cinsiyetler arası hormonların ve geçişle ilgili cerrahinin kullanımı araştırma bağlamlarıyla sınırlandırılacak ve artık klinik ortamlarda sağlanmayacaktır. Norveç, çocuklar için daha fazla koruma sağlama konusunda Finlandiya, İsveç ve Birleşik Krallık’a katılıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde şimdiye kadar sekiz eyalet, 18 yaşın altındaki bireyler için doğrulayıcı bakımı yasakladı ve Tennesse, bu tür yasaları en son yürürlüğe sokan eyalet oldu.
Daha profesyonel kuruluşların bu yaklaşımın çocuklardaki deneysel doğasını fark etmesi iyi bir şey. Mevcut bir araştırma, cinsiyet hoşnutsuzluğu olan çocukların çoğunun ergenlik çağına girdikten sonra vücutlarının konforlu şekilde büyüdüğünü ve ergenlik sonrası ani cinsiyet değişikliği isteyenlerin sosyal bir salgına yakalanmış olabileceğini gösteriyor. Bu çalışmalar, popüler aktivist anlatıya uymadığı için reddediliyor.
Ancak bu anlatı parçalanmaya devam edecek. Archives of Sexual Behavior akademik dergisinde yakın zamanda yayınlanan bir makale, çocuklarda cinsiyet geçişini destekleyen yeni bulguları yorumlarken plasebo etkisinin yeterince dikkate alınmadığını tartışıyor. Plasebo etkisi terimi, genellikle bir hastanın etkisiz olan bir müdahaleye verdiği tepkiye atıfta bulunsa da, tedavinin kendisinin aksine, tedavi görmeyle ilişkili faydalı psikolojik ve fiziksel etkileri de kapsamaktadır.
Örneğin, bir araştırmaya katılmak genellikle bir hastaya ve durumunun (örneğin, cinsiyetten hoşnutsuzluk) iyileşeceği beklentisine özel ilgi gösterir. Bu, terapötik bir ortamda olumlu bir şey olsa da, araştırmanın amacı, bir tedavinin işe yarayıp yaramadığını nesnel olarak belirlemek olduğundan, araştırmacıların şaşırtıcı çalışma sonuçları elde etmek istemesi gereken bir şey değildir. Bu, genç bir kişinin doğurganlığı, gelecekteki cinsel işlevi ve uzun vadeli sağlığı üzerinde etkileri olabilecek müdahaleleri değerlendirirken ayrıca önemlidir.
İleriye doğru küçük bir adım gibi görünse de, hem Norveç’in rotasını değiştirme kararı hem de cinsiyet ideolojisinde daha fazla delik açan bir akademik makalenin başarıyla yayınlanması açısından galibiyet benim olacak.
