İran-Irak Savaşı

İRAN – IRAK SAVAŞI

Bu makale, 1980-1988 yılları arasında yaşanan ve Orta Doğu’daki en kanlı ve yıkıcı çatışmalardan biri olan İran-Irak Savaşı’nı incelemektedir. Bu çalışma, savaşın kökenlerini, her iki ülkenin neden savaşı başlatmayı seçtiğini, savaşın seyrini ve savaşın bölgesel ve uluslararası sonuçlarını derinlemesine analiz etmektedir. Savaşın etkisi üzerine yapılan değerlendirmeler ve savaşın sürdürülebilirliği üzerine yapılan analizlerle, bu makale İran-Irak Savaşı’nın bölgesel ve uluslararası düzeydeki önemini vurgulamaktadır.

Giriş

İran-Irak Savaşı, 1980-1988 yılları arasında yaşanan ve yaklaşık 1 milyon insanın yaşamını yitirdiği kanlı bir savaştır. Her iki ülke de sürekli olarak savaşın gerekçelerini ve sonuçlarını tartışmakta olup, bu savaşın hem bölgesel hem de uluslararası düzeyde önemli etkileri bulunmaktadır (Karsh, 2002). Savaşın kökenleri, her iki ülkenin de bölgesel güç dengelerini ve egemenliklerini koruma amacıyla yaptıkları hamlelerle başlamaktadır. İran İslam Devrimi’nin ardından, Şah’ın devrilmesiyle birlikte bölgede güç dengesi değişmiş ve Irak lideri Saddam Hüseyin, İran’ın zayıflığından yararlanarak ülkesinin topraklarını ve nüfuzunu genişletmeye çalışmıştır (Katzman, 2010).

İran – Irak Savaşının Kökenleri ve Nedenleri

İran-Irak Savaşı’nın kökenleri, her iki ülkenin de bölgesel güç dengelerini ve egemenliklerini koruma amacıyla yaptıkları hamlelerle başlamaktadır. İran İslam Devrimi’nin ardından, Şah’ın devrilmesiyle birlikte bölgede güç dengesi değişmiş ve Irak lideri Saddam Hüseyin, İran’ın zayıflığından yararlanarak ülkesinin topraklarını ve nüfuzunu genişletmeye çalışmıştır (Katzman, 2010). Bu süreçte, İran’ın kendi iç sorunlarıyla boğuştuğu ve Irak’ın bölgesel güç mücadelesinde avantajlı olduğu düşünülmüştür.

Savaşın başlamasının bir başka nedeni de, her iki ülkenin de tarihsel anlaşmazlıkları ve etnik ve mezhebi gerilimleridir. İran’ın Şii çoğunluğu ve Irak’ın Sünni yönetimi, her iki ülkenin de dini açıdan farklı kimliklere sahip olmalarına neden olmuştur. Bu durum, mezhebi çatışma potansiyelini artırmış ve her iki tarafın da düşmanca bir tutum benimsemesine yol açmıştır (Nasr, 2006).

Petrol ve su kaynaklarının kontrolü, savaşın başlamasında önemli bir faktör olarak görülmektedir. İran ve Irak, petrol ve su kaynaklarını paylaşan Şattü’l-Arap suyolu üzerinde hak iddia etmekteydiler. Bu nedenle, her iki ülke de bu kaynakları kontrol etme ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanma peşindeydiler (Baram, 1994).

İran – Irak Savaşının Başlangıcı ve Gelişimi

1980 yılında, Irak İran’a karşı savaşı başlatarak, İran’ın güneybatısındaki petrol bölgelerine yönelik saldırılar düzenlemiştir. İlk başlarda Irak, İran’ın zayıflığından yararlanarak başarılı olmuşsa da, İran zamanla savaşın seyrini değiştirebilmiş ve nihayetinde savaş sekiz yıl sürmüştür (Farrokh, 2011).

İran-Irak Savaşı, konvansiyonel savaş stratejilerinin yanı sıra kimyasal silah kullanımı, ekonomik savaş ve propaganda gibi unsurları da içermekteydi. Her iki taraf da, düşmanın askeri ve sivil hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemiş ve bu durum, savaşın yıkıcı etkisini artırmıştır (Hiltermann, 2007).

İran-Irak Savaşı sırasında, her iki taraf da dış destek sağlamak için uluslararası ittifaklar kurmuştur. Irak, başta Sovyetler Birliği ve Fransa olmak üzere, silah ve maddi yardım sağlayan ülkelerle işbirliği yapmıştır. İran ise, başta Suriye ve Kuzey Kore olmak üzere, silah ve maddi yardım sağlayan ülkelerle işbirliği yapmıştır (Daly, 2012).

İran – Irak Savaşının Bölgesel ve Uluslararası Etkileri

İran-Irak Savaşı, bölgedeki diğer ülkeler üzerinde de önemli etkilere sahip olmuştur. Özellikle Körfez ülkeleri, savaşın ardından İran’ın bölgedeki etkisini azaltmaya çalışmış ve bu amaçla Irak’a askeri ve ekonomik destek sağlamışlardır (Sick, 1990). Ayrıca, savaşın başlangıcında Sovyetler Birliği ve ABD’nin bölgedeki çıkarları da dikkate alınmalıdır. Sovyetler Birliği, Irak’ın müttefiki olarak, savaşa silah ve askeri destek sağlamıştır (Gause, 2011). Öte yandan, ABD, İran İslam Devrimi’nin ardından İran’la ilişkilerini kopararak Irak’a destek sağlamış, ancak savaşın sonlarında her iki tarafa da silah satmıştır (Brands, 2016). Bu durum, Soğuk Savaş döneminde bölgedeki güç mücadelesinin bir yansıması olarak görülebilir.

İran-Irak Savaşı’nın ekonomik etkileri de büyük öneme sahiptir. Savaşın maliyetleri, her iki ülke için de ağır bir yük oluşturmuş ve savaş sonrası ekonomik iyileşmeyi zorlaştırmıştır. İran ve Irak, savaşın maliyetlerini karşılamak için petrol gelirlerine ve dış borçlara güvenmek zorunda kalmışlardır (Cordesman, 1991).

Savaşın sona ermesi, bölgesel istikrara katkıda bulunmamıştır. İran-Irak Savaşı’nın ardından bölgedeki mezhebi ve etnik gerilimler artmış ve bu durum, Orta Doğu’daki diğer çatışma alanlarında da etkisini göstermiştir. Özellikle Lübnan İç Savaşı ve Kürt sorunu gibi meseleler, savaşın sona ermesinden sonra daha karmaşık hale gelmiştir (Marr, 2003).

İran – Irak Savaşının Sonu ve Sonuçları

1988 yılında, her iki taraf da askeri açıdan yorgun düşmüş ve savaşın maliyetlerini karşılamakta zorlanmıştır. Ağustos 1988’de, BM Güvenlik Konseyi’nin kabul ettiği ateşkesle savaş resmen sona ermiştir (Hiro, 1991). Savaşın sonunda, her iki ülke de büyük miktarda insan ve maddi kaynak kaybetmiş ve bölgesel güç dengeleri değişmiştir.

Savaşın ardından, İran-Irak ilişkileri, her iki ülkenin de farklı dış politika hedefleri ve bölgesel çıkarları doğrultusunda şekillenmiştir. İran, İslam devriminin ideallerini yayma amacıyla bölgesel bir güç olma yolunda ilerlemiştir (Keddie, 2006). Irak ise, savaşın maliyetlerini karşılamak için Kuveyt’in işgaline girişmiş ve bu durum 1990-1991 Körfe z Savaşı’na yol açmıştır (Freedman, 1993). Körfez Savaşı, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin bölgeye müdahalesiyle sonuçlanmış ve Irak’ın Kuveyt’ten çekilmesine yol açmıştır. Bu süreç, Irak’ın bölgesel etkisinin azalmasına ve İran’ın bölgedeki gücünün artmasına neden olmuştur (Tripp, 2002).

İran-Irak Savaşı’nın sonuçları, savaşın sürdürülebilirliği üzerine yapılan analizlerle de ele alınmalıdır. Her iki taraf da, savaşın süresi ve yıkıcılığı nedeniyle önemli maddi ve manevi kayıplara uğramıştır. Savaşın ardından her iki ülke de ekonomik ve siyasi açıdan istikrara kavuşmak için mücadele etmiştir (Yaphe, 1998).

İran-Irak Savaşı, bölgesel güç dengeleri ve uluslararası politikalar açısından önemli dersler sunmaktadır. Savaş, enerji kaynaklarının kontrolünün önemini ve bölgedeki mezhebi ve etnik gerilimlerin çözülmemiş olduğunu göstermektedir. Ayrıca, savaşın sonuçları, bölgesel ve uluslararası düzeydeki güç mücadelelerinin karmaşıklığını ve sürdürülebilir barışın sağlanması için yapılan çabaların zorluklarını ortaya koymaktadır (Chubin & Tripp, 1991).

Sonuç

İran-Irak Savaşı, Orta Doğu tarihindeki en kanlı ve yıkıcı savaşlardan biri olarak kabul edilmektedir. Bu makale, savaşın kökenleri, nedenleri ve bölgesel ve uluslararası etkilerini analiz etmekte ve savaşın bölge üzerindeki önemine dikkat çekmektedir. İran-Irak Savaşı’nın etkileri ve savaşın sürdürülebilirliği üzerine yapılan analizler, bu savaşın bölgesel ve uluslararası düzeyde önemini vurgulamaktadır. Gelecekte benzer çatışmaların önlenmesi için, bu savaşın derslerinin dikkate alınması ve bölgesel ve uluslararası düzeyde işbirliği ve diyalogun teşvik edilmesi gerekmektedir.

Kaynakça

Baram, A. (1994). The Iraqi Invasion of Kuwait: Decision-Making in Baghdad. The Journal of Strategic Studies, 17(1), 1-32.

Brands, H. W. (2016). Making the Unipolar Moment: U.S. Foreign Policy and the Rise of the Post-Cold War Order. Cornell University Press.

Ch ubin, S. & Tripp, C. (1991). Iran and Iraq at War. I.B. Tauris.

Cordesman, A. H. (1991). The Lessons of the Iran-Iraq War: The Gulf War and Iran-Iraq Conflict. Westview Press.

Daly, J. C. (2012). Russian Arms and Technologies: The XXI Century Encyclopedia, Volume 10. Arms & Technologies Publishing House.

Farrokh, K. (2011). Iran at War: 1500-1988. Osprey Publishing.

Freedman, L. (1993). The Gulf Conflict 1990-1991: Diplomacy and War in the New World Order. Princeton University Press.

Gause, F. G. (2011). The International Relations of the Persian Gulf. Cambridge University Press.

Hiltermann, J. R. (2007). A Poisonous Affair: America, Iraq, and the Gassing of Halabja. Cambridge University Press.

Hiro, D. (1991). The Longest War: The Iran-Iraq Military Conflict. Routledge.

Karsh, E. (2002). The Iran-Iraq War: A Military Analysis. Adelphi Papers, 220, 1-32.

Katzman, K. (2010). Iraq: Post-Saddam Governance and Security. CRS Report for Congress.

Keddie, N. R. (2006). Modern Iran: Roots and Results of Revolution. Yale University Press.

Marr, P. (2003). The Modern History of Iraq. Westview Press.

Nasr, V. (2006). The Shia Revival: How Conflicts within Islam Will Shape the Future. W.W. Norton & Company.

Sick, G. (1990). All Fall Down: America’s Tragic Encounter with Iran. I.B. Tauris.

Tripp, C. (2002). A History of Iraq. Cambridge University Press.

Yaphe, J. S. (1998). Iraq: The Search for National Identity. Routledge.

Avatar

Küresel Siyaset Merkezi

Türkiye'nin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Platformu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir