İran’ın Asya Yüzyılı Doktrini ve Şangay İşbirliği Örgütüne Kabulü
Şangay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) 23. zirvesi Hindistan’ın başkanlığında sanal ortamda gerçekleşti. Toplantıya başkanlık eden Hindistan Cumhurbaşkanı Narendre Modi, toplantıyı tarihi bir toplantı olarak nitelemiş, İran’ın ŞİÖ’nün 9. Üyesi olarak birliğe katıldığını ifade ederek tebrik etmiştir. Zirvede konuşan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise bölgesel güvenlik işbirliğine ve küresel hegemonya gibi meselelere değindi. İran Dışişleri Bakanı ise bu durumu hükümetin ve İran milletinin bir başarısı olarak ifade etmiştir. Ayrıca İran’ın ŞİÖ’ye katılımını, İran’ın kapsayıcı bir dış politika izleyerek komşularıyla ilişkilerini güçlendirdiğini ve bu durumun İran’ın Asya’ya bakış açısı perspektifinde önemli bir adım olarak değerlendirdi.
İran’ın Asya Doktrini
Hasan Ruhani Hükümeti döneminde İran, Batı ile 5+1 Kapsayıcı Ortak Eylem Politikası (KOEP) kapsamında nükleer anlaşma imzalamıştır. 2017 yılında Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesiyle ABD’nin İran politikası değişmiştir. Trump öncelikli olarak KOEP’ten çekilirken; İran’a karşı azami baskı politikası uygulamıştır. Bunun yanı sıra İran’a karşı İsrail’e yakın politika izlerken, rejim muhalifi örgütler desteklenmiştir. Bu süreç içinde zor süreçler geçiren İran bir takım çıkış yolları aramıştı. Zira bu süreç içinde KOEP’e ek olarak dünya genelinde meydana gelen küresel salgın süreci de İran’ı ekonomik dar boğaza sürüklemiştir. Buna ek olarak İran sokaklarında da hareketlenmeler meydana gelmiştir.
Böyle bir süreç içinde hem İran hem de ABD bir seçim sürecine girmiştir. ABD’de demokrat aday Biden’ın İran’a yeşil ışık yakan bir propaganda süreci izlemesi İran’ı ümitlendirmiştir. Bunun yanı sıra İran’da da Ruhani döneminin sonuna gelinmişti. Nitekim İran seçimleri sonucunda reformist İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin yerine muhafazakar aday İbrahim Reisi cumhurbaşkanı seçilmiştir.
ABD ise olaylı bir seçim sürecinin ardından cumhuriyetçi aday Trump’ın yerine demokrat aday Joe Biden ABD’nin yeni başkanı olmuştur. Bu süreçte en merak edilen meselelerin başında ABD-İran ilişkileri gelmiştir. Zira Biden adaylığı sürecinde ABD’nin KOEP’e geri dönebileceği ihtimali gündeme getirmiştir. Ancak ABD ile gerçekleştirilen Viyana görüşmelerinin sonuçsuz kalmasıyla İran farklı çıkış noktaları aramaya koyulmuştur.
Bu gelişmelerin sonucunda İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, dış politikada aktif politika izleyeceklerini ve dış politikada dostlarını artıracaklarına dair söylemlerde bulunmuştur. Aslında bu söylem Reisi Hükümetinin dış politika programının özetini yansıtmaktadır. Bu minvalde İran, Çin ile 25 yıllık Rusya ile de 20 yıllık kalkınma ve işbirliği anlaşması imzalamıştır. Bu işbirliği anlaşmaları kapsamında başta ekonomik ve ticari ilişkiler olmak üzere siyasi kültürel konuları da kapsamıştır. Bu anlaşmaların ardından İran Meclis Başkanı Muhammed Kalibaf gelecek yüzyılın “Asya Yüzyılı” olacağını ifade etmesiyle, İran’ın yeni döneminde yüzünü Asya’ya çevireceğini göstermiştir.
ABD’nin son yıllarda Çin ile ticaret savaşı içine girmesi, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, adı geçen iki ülkeyi ABD’nin karşısında cephe almasına neden olmuştur. Bu bağlamda düşünüldüğünde İran’ın da ABD hegemonyası karşısında Çin ve Rusya’nın yanında yer almasına sebep olmuştur. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaş’ının etkisiyle dünya üzerinde yeni bloklaşmaların meydana geldiği görülmektedir. Nitekim İran, batı bloğunu temsil eden ABD hegemonyasına karşı Rusya ve Çin’in temsil ettiği doğunun yanında yer almıştır. Bu bağlamda Rusya-Ukrayna Savaşı’nda örtülü bir şekilde Rusya’ya destek verdiği iddia edilmiştir. Bu nokta da Rusya ve İran arasındaki ilişkiler güçlenmiştir. Ayrıca ambargo altında olan gerek İran gerekse Rusya ekonomik ilişkilerinde herhangi bir aksamaya mahal vermemiştir. Nitekim İran Cumhurbaşkanı Reisi 2022 yılında Katar’ın başkenti Doha’da yapılan 6. Gaz İhraç Eden Ülkeler Zirvesi’nde ambargoların tanınmaması gerektiğini, yeni dünya düzeninde ABD yaptırımlarının işe yaramadığı ifade etmiştir. Bu noktada geniş ambargo tecrübesine sahip olan İran’ın Rusya’ya ambargoları delme konusunda yardımcı olacağı düşünülebilir.
İran’ın Şangay İşbirliği Örgütüne Girişi ve Beklentileri
İran’ın son 3 yıllık süreci incelendiğinde ŞİÖ’nün belirleyici iki aktörü olan Çin ve Rusya ile ilişkilerini derinleştirdiği görülmektedir. Bu minvalde gerek Rusya’nın gerekse Çin’in ABD karşısında saf tutması ABD’nin ambargo politikaları ŞİÖ’nün ABD karşıtı bir örgüt rolüne soyunmasına da sebep olmuştur.
İran’ın ŞİÖ’ye üyeliği ekonomik ticari ve stratejik fırsatların yanı sıra jeopolitik olarak konumunu da güçlendireceği düşünülmektedir. Ekonomik bağlamda dar boğazda bulunan, ambargolarla sıkışan İran için dünyanın güçlü ekonomilerinden olan Çin, Hindistan ve Rusya bir umut ışığı olabilir.
Bunun yanı sıra Birleşmiş Milletler’in iki daimi üyesi olan Rusya ve Çin ile ittifak kurulması İran’ı uluslararası camiada da elini güçlendireceği düşünülebilir.
Sonuç olarak İran Reisi hükümetiyle birlikte dostlarını çeşitlendirme politikasına yönelmiş, yönünü doğuya çevirmiştir ve buna Asya’ya bakış demiştir. Bu minvalde Rusya ve Çin gibi önemli ülkelerle uzun süreçli ekonomik ve kalkınma anlaşmalarını imzalamıştır. İran, ABD’nin küresel çapta siyasi ve ekonomik yaptırımlarından bunalmış ve bu durumu, aynı kaderi yaşayan Rusya ve Çin ile ilişkilerini derinleştirmiştir. Çin ile ekonomik, Rusya ile hem ekonomik hem de siyasi ilişkiler içinde bulunmuştur. Bu durum ise İran’a ABD hegemonyası karşıtı bir hal alan ŞİÖ’nün kapılarını açmıştır. İran, adı geçen örgütten hem siyasi hem de ekonomik beklentiler içine girmiştir. Bu durum İran’da zafer gibi karşılansa da beklentilerinin ne kadar karşılanacağı merak konusudur. Bundan sonraki süreçte de İran’ın BRİCS ve Avrasya Ekonomik Topluluğu gibi bölgesel ittifaklara üyelik hamleleri devam edebilir.
YAZAR: Ali Şahin