DenemeKöşe Yazısı

John Stuart Mill ve İlerleme

John Stuart Mill’in ilerleme kavramını incelerken öncelikle bir sözünden  bahsetmek istiyorum.  “İlerleme ister ahlaki ister bilimsel olsun, genellikle Ortodoks fikirlerinden kaçınan ve kalabalığın arasından sıyrılan bireylerden oluşur.”  (Mill, On Liberty, 2002) Burada Mill, insanın kendi bireysel alanında gelişiminin özgürce gelişmesinin ve her düşünceyi takip etmemesinin onu ilerlemeye götüreceğine inanıyordu.

Mill, geleneğin ilerlemenin önünde bir despotizm yaratabileceğine ve insanları sıradan kılacağına inanıyordu.  Ona göre özgürlük ruhuna sahip olmayan bireyler, sürekli örf despotizmini beslerler ve olması gerekenden çok olanla ilgilenirler.  İnsanlığın ilerlemesinin önündeki bu büyük engeller birbirleriyle sürekli çatışma halindedir ve geleneksel despotizm, ilerlemeyi geriye dönük olarak büyük ölçüde etkileyecektir.  Mill’in en büyük endişelerinden biri, kendi zamanında ilerleme kaydedecek insan ve dehanın olmamasıydı, çünkü kitle oluşumlarına hizmet eden insanlar onun için ilerlemeyi durduracaktı ve kitlelerin peşindeki yapraklar gibi aşağı yukarı savrulacaklardı.  Mill’in devlet kavramına baktığımızda Mill on Liberty, devletin gerekli bir organizasyon olduğunu savunmuş ancak onun insanları tamamen sınırlayan bir zindan gibi hareket etmesini asla istememiş ve engellemeye çalışmıştır.  Ona göre düzgün yönetilen bir devlet, insanların mutluluğu, eğitimi ve diğer hizmetleri için gerekli araçları sağlayacak ve bu nedenle insanlar endişe duymadan ilerlemeye odaklanabileceklerdir.  Mill için hoşgörüsüzlük ilerlemenin önündeki en büyük engeldi.  Bir toplum ilerleyecek ise toplumdaki herkesin birbirlerinin bakış açılarına hoşgörü ve saygı göstermesi gerekiyordu.  Hürriyet üzerine sözlerini bizlere şu sözlerle paylaştı: “Eğer bir kişi eksi bütün insanlık aynı fikirde olsaydı ve sadece bir kişi karşıt görüşte olsaydı, insanlık o tek kişiyi susturmakta o kadar haklı olmazdı.”  (Mill, On Liberty, 2002) Burada John Stuart Mill’in dünyadaki tüm görüşlerin eşit olarak temsil edilmesi gerektiğini ve ilerleme için bir kişinin bile önemli olduğunu vurguladığını görüyoruz.

İnsanlara daha fazla fırsat sunulması onun için çok önemliydi ve insanlara kendilerine  özgün bir karakter geliştirmeleri için bir fırsat verilmesi gerektiğini savundu.  Kendi dönemindeki insanların çoğu bu görüşlerden dolayı ayrımcı bir bakış açısına sahip olsa da, o bunun gerekli bir olgu olduğuna inanıyordu.  Onun için uzlaşma terimi, her insanın sahip olması gereken bir nitelikti.  Yaşamlarının çoğu için insanlar çok normal ve gerekli olduğunu düşündüğü zıtlık ve karşıtlıklarla karşı karşıya kalacaklardı, ancak ortaya çıkan çelişkilerin ahlaki, sosyal ve toplumsal ilerleme için temel bir uzlaşma olduğunu şiddetle savundu.  Onun için ilerleme hiçbir zaman güç, kavga ve gürültüden oluşan bir olgu olmamıştır. İlerlemeyi barış, dostluk ve birliktelik kavramlarının oluşumu olarak gördü.  1900’lü yıllarda aile hayatının gelişmesi ve ilerlemesi onu mutlu eden bir olaydı.  Bu şekilde daha kesin aile rolleri olacak ve ilerleme daha istikrarlı olacaktır.  Onun için özgürlük ve ilerleme kavramlarını gerçekten anlayan ailelerin katı aileler olmaması çok önemliydi.  Aileler açık fikirli ve hoşgörülü olmalı, çocuklarının davranış ve düşüncelerine saygı göstermelidir.  Burada bir noktada kendisiyle çeliştiğini görüyoruz.  Mill, bazı eserlerinde ailenin katı ve kısıtlayıcı olmaması gerektiğini, ancak bazen de gerekli olduğunu savunmuş. Hatta kısıtlamanın bazen bireyin gelişimine ve mükemmelleşmesine katkı sağladığını vurgulamış ve bu nedenle birçok eleştiriye maruz kalmıştır. Bu onun çelişkili bir argümanı olarak kalmıştır.  Bunu açıklamak için çok uğraşmasına rağmen ne yazık ki ailenin kısıtlamasının yararlı mı yoksa yararsız mı olduğu konusunda tam bir netlik sağlayamadı.  Özgürlük artık onun için iyi korunan bir kavram haline gelmişti.  İlerlemenin önündeki bir diğer büyük engel ise toplumdaki kadın-erkek eşitsizliğiydi.  Farklı bakış açıları ve farklı yaşam deneyimleri geliştirmek için erkekler kadar kadınlara da önem verilmesi gerektiğini düşündü.  Sosyal bağlamda ilerleme sağlamak için toplumu oluşturan kadınları küçümsememek gerekir.  Kadınların erkekler kadar özgür olması ve onlarınki gibi bir toplumda aktif olmaları gerekiyordu.  Mill, bunları başarmak için küçük adımlar attı ve otuz yaşın üzerinde mülk sahibi kadınların oy hakkı için çalıştı.  Bu hususlar, onun döneminde birçok insandan eleştiri ve takdir görmesini sağlamıştır.  Mill, Kadınların Köleliği adlı kitabında (Mill, Kadınların Köleliği, 1869) kadınların hukuk dünyasına dahil edilmesi gerektiğini ve erkeklere sunulan tüm hakların onlara sunulması gerektiğini şiddetle savundu.  Mill, yaşadığı toplumda geniş bir cinsiyet aristokrasisi olmasına rağmen bunu reddeder ve erkeklerin toplumlarda kadınlar üzerinde güç talep etmesini medeni toplumun tiranlığı kavramıyla bize çok net bir şekilde açıkladı.  Ancak günümüzde bile bazı toplumlar hala erkek zorbalığını haklı göstermekte ve bu uygulamaları devam ettirmektedir.

Mill, sanat, edebiyat ve eğitimin ilerleme için çok önemli diğer kavramlar olduğunu belirtti.  Bireysel zihinlerimizin gelişimi ve zihnin arınması ve rahatlaması için araçlar olması gerekiyordu.  Eğitim devlet desteğiyle sağlanmalı ve insanları ileriye taşımanın bir aracı olmalıdır.  Ona göre ezbercilik her şeyin sonunu getirebilecek bir kavramdı.  Ezberci öğrenmeye tamamen karşıydı.  İnsanların rasyonel varlıklar olduğunu ve olayları mantıklı bir şekilde anlamaları gerektiğini çok iyi biliyordu.  Ezberlenmiş bir kavram, terim veya fenomen kısa sürede unutulur.  Böyle bir eğitim insanları ileriye değil geriye götürecek bir türdeşleştirme aracı olacaktır.  Yani Mill, hiçbir zaman toplumun tüm değerlerini alt üst etmeyi amaçlamamıştır. Amacı toplumun değerlerini geliştirmek ve ileriye taşımaktır.  Bu yüzden ilerleme onun için, ”Doyumlu bir domuz olmaktansa, doyumsuz bir insan olmak daha iyidir;  memnun bir aptal olmaktansa, tatmin olmamış Sokrates olmak daha iyidir.  Ve eğer budala ya da domuz farklı bir görüşteyse, bu yalnızca sorunun yalnızca kendi yönünü bildikleri içindir.” (Mill, Faydacılık, 1863)

KAYNAKÇA

Conway, S. (2nd May 2019). ‘Interpreting Mill’s On Liberty, 1831-1900’.

Mill, J. S. (1869). The Subjection of Women. London: Longmans, Green, Reader and Dyer,.

Mill, J. S. (2002 ). In J. S. Mill, On Liberty . Dover Publications .

Paul, R. a. (1984). The Collected Works of John Stuart Mill, Volume XXI . Retrieved from https://oll.libertyfund.org/: https://oll.libertyfund.org/page/mill-on-equality-law-education-collected-works-vol-xxi

Silva, E. M. (2021,, 10). John Stuart Mill on Education and Progress.” Anglo Saxonica, No. 19, issue 1,, pp. 1- 17 .

Mill, J. S. (1863) Utilitarianism. London, Parker, son, and Bourn. [Web.] Retrieved from the Library of Congress, https://lccn.loc.gov/11015966.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir