NATO’nun Vilnius Zirvesinden Notlar
11-12 Temmuz arasında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta gerçekleşen NATO zirvesinde tüm dikkatler orada idi. Peki zirvede neler yaşandı ve nelere dikkat çekildi? Yeni dönemde NATO üyelerinin atacağı adımlar ve yeni stratejileri Türkiye-İsveç ve NATO’nun savunma stratejileri idi.
Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin ve NATO
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından günümüze kadar geçen süre de, NATO üyesi ülkelerin Ukrayna’ya açıkça sağladıkları destek ortada. Zirvede desteğin kesintisiz bir biçimde devam ettirilmesi ve yardımların boyutunun açık ara arttırılarak yeni desteklerin de yolda olduğu açıklamaları ifade edildi. Zirve de ki gündemlerden biriside Ukrayna’nın NATO üyeliği idi. Zirveden önce uluslararası toplum ve medya kuruluşları bu konudan oldukça söz edip manşetlerine taşıdılar. Ancak bazı NATO üyeleri arasında Ukrayna’nın doğrudan ittifaka üye olması konusunda bazı üyeler arasında görüş ayrılıkları olduğu göze çarpıyor, şöyle ki; bazı Doğu Avrupa ülkeleri ve bazı Baltık ülkesi üyeler Ukrayna’nın doğrudan ve hızlı bir şekilde ittifaka üye olmasının gerektiğini savunurken, Almanya ve ABD gibi ülkeler ise bu kararın bu kadar hızlı verilmemesi konusunda temkinli yaklaşıyor. Hali hazırda Rusya-Ukrayna savaşı sürerken, Özellikle NATO’nun 5.maddesi çok açık bir şekilde; [1]Kuzey Atlantik Antlaşması’nın örgüte üye ülkelerin silahlı bir saldırıya uğrayan herhangi bir üye ülkeye yardım etmelerini öngören 5. maddesi, NATO tarihinde ilk ve tek kez 2001’deki 11 Eylül saldırılarından sonra uygulandı. Gerçekleşecek olan muhtemel bir NATO üyeliği bu savı savunan ülkeleri Rusya ile doğrudan bir şekilde silahlı çatışmaya sürükleyebilir. Rusya ile herhangi bir müzakere sürecine girilememesi akabinde, Avrupa’da etkisi daha büyük bir savaş ihtimalini doğuruyor. Ukrayna’nın NATO üyeliği için endişe taşıyan ülkeler savaşın tam anlamıyla bitmesi ile birlikte Ukrayna’nın ittifaka üyeliğini tekrar gündeme almak istiyor. Ancak NATO-Ukrayna Konseyi ile NATO’nun -özellikle savunmada- Ukrayna’ya tam desteği açıklandı. [2]Ukrayna’ya ciddi bir askeri destek paketi üzerinde anlaşıldığını, siyasi ilişkileri yükseltmek için NATO-Ukrayna Konseyi’nin kurulduğunu aktaran Stoltenberg, liderlerin Ukrayna’nın NATO üyesi olacağını teyit ettiklerini bildirdi.
Genel Sekreter Stoltenberg, Ukrayna için siyasi ve askeri bazı kriterleri içeren Üyelik Eylem Planının kaldırıldığını, bunun üyelik sürecini iki aşamadan tek aşamaya indirdiğini söyledi.
Stoltenberg, “Müttefikler uzlaştığında ve şartlar karşılandığında Ukrayna’ya NATO’ya katılması için davet göndereceğimizi açıkça ortaya koyduk.” diye konuştu.
Ukrayna’nın uyması gereken ancak eksik kaldığı konuların neler olduğu sorulan Stoltenberg, şunları kaydetti:
“İki boyut var. Birincisi savunma ve güvenlik kurumlarını ne kadar modernize edebilecekler, yolsuzlukla mücadele dahil yönetişimi nasıl güçlendirecekler. Bunlar NATO’nun her genişlemesinde değerlendirilen konular. Çünkü iyi yönetişim ve güçlü savunma ve güvenlik kurumları istiyoruz. Ayrıca NATO ile birlikte çalışabilir silahlı kuvvetler istiyoruz. Savunma ve güvenlik kurumlarının modernize edilmesi için çalışıyoruz. Çok yıllık programla da birlikte çalışabilirlik üzerinde çalışıyoruz.
Öte yandan zirvede açıklanan NATO bildirgesinde açıkça yer alan en çarpıcı ifadelerden biriside Rusya’nın Avrupa’da ki barışa açık ara tehdit oluşturduğu mesajı idi. [3]Bildiride Moskova’ya yönelik ise “Rusya Federasyonu, Müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesindeki barış ve istikrara yönelik en önemli ve doğrudan tehdittir.” cümlesi yer aldı.
Öte yandan, NATO müttefiklerinden ABD yönetiminin, özellikle Rusya’da olduğu gibi Asya-Pasifik bloğuna karşı -yani Çin’e karşı- bazı konu başlıklarında ki mücadelesini NATO çatısı altında gerçekleştirerek, müttefiklerini yanında görme gayreti içerisinde olduğunu açıkça ifade ediyor. Aynı şekilde NATO müttefikleri arasında Çin’e karşı endişeleri ve tereddütleri olan farklı ülkelerinde olduğu bir gerçektir. [4]Çin hakkındaki bir soruya karşılık Stoltenberg, NATO Zirvesi’nden ve özellikle NATO’nun Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Japonya ile görüşmesinden Çin’e karşı kuvvetli mesajlar çıktığını belirtti. Güvenliğin sadece bölgesel değil küresel olduğunu vurgulayan Stoltenberg, Çin’in askeri kabiliyetlerine yaptığı yatırıma işaret etti. Stoltenberg, “Çin’in 2035 yılına kadar Kuzey Amerika ve Avrupa’nın tamamına, yani NATO topraklarına ulaşabilecek füzelerde 1500 nükleer savaş başlığına sahip olmasını bekliyoruz. Çin’in ne kadar yakınımıza geldiğini görüyoruz.” dedi. Çin’in aynı zamanda Afrika ve Arktik bölgesi gibi dünyanın birçok yerine gittiğini, kritik altyapıları kontrol etmeye çalıştığını, siber alana girdiğini ifade eden Stoltenberg, NATO’nun Hint-Pasifik bölgesi ortakları olan Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Japonya ile deniz güvenliği, dezenformasyonla mücadele, siber alan gibi konularda çalışmalar yürüttüğünü aktardı. Bu açıklamaların neticesin de müttefiklerin ilerleyen süreçler de Çin’e karşı çalışmalarının arttıracağı vurgusu dikkat çekiyor.
NATO’nun Savunma Harcamalarının Uzun Vadede Arttırılması
Zirvede bir diğer gündem konusu ise üyelerin savunmadaki nihai hedefleri ve ileriye dönük planları, kuvvetleri yeniden yapılandırıp dizayn etmek, yetenekleri geri kazandırmak, hali hazırda var olan savunma stratejilerine, teknolojik olarak katkı sağlayıp oluşturulan bu yeni dizayn sisteminde ise sürdürebilirlik sağlamak olarak kayda geçti. Ayrıca zirvede üyelerin savunma harcamalarını arttırma taahhüdü vererek, kilit altyapılarda güçlendirme sağlayarak teknoloji ve uzay çağı ile birlikte yeni ağların kurulacağı belirtildi. Birçok üye zirve de 2024 yılında NATO’nun 75.Yıl kutlamaları yaklaşırken, savunmada ki %2’lik hedefinin üzerine çıkacağını belirtti. Bazı üye ülkeler ise bu oranın Soğuk Savaş döneminin savunma harcamalarının çok altında kaldığını dile getirmişti. Ancak üye ülkeler özellikle savunma harcamalarında ve stratejilerinde ortak olarak buluştukları politikalar üzerinde durarak, sürdürülebilir bir çabanın şart olduğunu öne sürmüştür. NATO Savunma Planlama Sürecinde belirlenen yetenek açıkları üzerinde odaklanmak – hatta gerektiğinde veya daha verimli olduğu düşünüldüğünde ortak finansman yolu da dâhil olmak üzere, politikaların izleneceği vurgusu yapıldı.
Genel olarak zirvenin ana hatları, Rusya-Ukrayna savaşı olmakla beraber, NATO askeri savunma stratejilerine bugüne kadar yapılan yatırımların arttırılarak devam ettirilmesi ile birlikte ilerleyen dönemlerde göreceğimiz yeni savunma planları ile bu harcamaların sonuçlarını daha görünür bir şekilde anlayacağız.
Kaynakça
1-Uluslararası Örgütler Devletlerin Örgütlenme Mantığı 4.Baskı 2017 DORA Basım-Yayın Osmangazi/Bursa
2- Uzmanlar Cevaplıyor: NATO’nun Vilnius Zirvesi Hazırlayan: Rıfat Öncel
Uzmanlar:Murat Yeşiltaş,Kemal İnat,Murat Aslan,Rıfat Öncel,Aylin Ünver Noi https://www.setav.org/uzmanlar-cevapliyor-natonun-vilnius-zirvesi/
-
“Invocation of Article 5 confirmed”. NATO. 3 Ekim 2001. ↑
-
https://www.sde.org.tr/avrupa/nato-savas-devam-ederken-ukraynanin-uyeligi-soz-konusu-olamaz-haberi-33468 Erişim Tarihi 16 Temmuz 2023 ↑
-
https://tr.euronews.com/2023/07/11/nato-bildirgesi-rusya-avrupa-atlantik-bolgesine-dogrudan-tehdit Erişim Tarihi 16 Temmuz 2023 ↑
-
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/natodan-cin-uyarisi/2944215 Erişim Tarihi 16 Temmuz 2023 ↑