Otlukbeli Savaşı
Otlukbeli Savaşı
1453 yılında İstanbul’un fethedilmesinin ardından Sultan II. Mehmed, iki kıtaya yayılan bir imparatorluğun hükümdarı olmuştu. Sultan, İstanbul’u topraklarına kattıktan sonra Balkanlarda ilerleyişini sürdürmüş, Anadolu’da fetihler düzenlemişti. Osmanlı Devleti’nin sınırları, doğuda Fırat Nehri boylarına kadar dayanmıştı. Osmanlı Devleti’nin doğu sınırını tehdit eden bir devlet bulunmaktaydı. Bu devlet, Uzun Hasan hükümdarlığındaki Akkoyunlulardı. Uzun Hasan, kendini Emir Timur’un vârisi olarak görüyordu (Genç, 2019, s. 28). 1402 yılında Osmanlı ve Timur devleti arasında Ankara Savaşı yaşandığından bu iki hükümdar, birbirlerine dostane yaklaşmıyorlardı. Üstelik Ankara Savaşı’nda Akkoyunlular’ın Timur’a verdiği destek, savaşta dengelerin değişmesinde önemli bir etken olmuştu. Akkoyunlular, Osmanlı Devleti ile mücadele etmek amacıyla ilk olarak Osmanlı Devleti’ni yalnızlaştırmak için Karamanoğulları ile ittifak kurmak istediler. Ancak o sırada Karamanoğulları Devleti’nde taht kavgası baş göstermişti. Pir Ahmed ve İshak kardeşler tahta geçmek için mücadele etmekteydiler. Bu mücadele için II. Mehmed Pir Ahmed’e Uzun Hasan ise İshak’a destek vermekteydi (Kılıç, 2003, s. 101). Taht mücadelesinde Osmanlıların da desteğiyle Pir Ahmed başarılı olmuştu. Ancak Pir Ahmed, yönetime geldikten sonra Osmanlıların himayesinden çıkmak için çeşitli yollar aramaya başlamıştı. Bu ihanetin haberini alan II. Mehmed ise Karamanoğulları’nın topraklarının bir kısmını ele geçirerek cevap vermişti. Bunun üzerine Pir Ahmed, Akkoyunlular’dan yardım talebinde bulundu. Evvelden Osmanlı ile ittifak yapmış olmasına rağmen Uzun Hasan, bu yardım talebini geri çevirmedi. 1472 yılında Akkoyunlu ordusu, iki ayrı kanattan Anadolu’nun içlerine girmeye çalıştı. Yaklaşık otuz bin kişilik bir kuvvet, Tokat şehrini yağmaladı. Amasya sancak beyi Şehzade Bayezid’in bölgeye ulaşmasıyla bu kuvvetler geri çekildiler. Bununla beraber Pir Ahmed, Akkoyunluların da verdiği destekle kaybettiği toprakları tekrar ele geçirmişti. II. Mehmed, Akkoyunlular üzerine sefere çıkmadı. Çünkü kış yaklaşmakta idi. Sefer bahara kaldığı için iki devlet de kışı, hazırlık yaparak geçirdi. Akkoyunlular, dört bir yana mektuplar göndererek kendisine savaş için destek verilmesini talep ediyordu. Osmanlılar ile savaş halindeki Venediklilerle de diplomatik ilişki kurdu (Afyoncu, 2007). Top, tüfek gibi silahlarda zayıf olan Akkoyunlu ordusu, Venedik’ten top, tüfek talebinde bulunmuştu. Ancak Uzun Hasan, müttefikleri konusunda başarılı olamamıştı. Pir Ahmed’in kuvvetleri Anadolu’da Osmanlı’ya yeniliyordu. Venedik’ten talep ettiği yardımlar ise Osmanlıların müdahaleleri ile Akkoyunlulara ulaşmamıştı. Bu gelişmelerin ardından Uzun Hasan, II. Mehmed’e Kapadokya ve Trabzon’un kendisine verilmesi karşılığında savaşmama teklifi sunmuş ancak II. Mehmed, bunu kabul etmemişti. II. Mehmed yanındaki yeniçeri ve kapıkulu askerleri ile birlikte İstanbul’dan Anadolu içlerine doğru ilerledi. Bursa’da Rumeli Beylerbeyi Murad Paşa ve kuvvetleri onlara katıldı. Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid de orduya kuvvetleri ile birlikte katıldılar. Böylelikle Osmanlı askerlerinin sayısı, seksen bine yaklaşmıştı. İki ordu, Erzincan’a varmıştı. Bu iki orduyu Fırat Nehri ayırıyordu. İlk hamle, Uzun Hasan’dan geldi. Oğlu Uğurlu Mehmed’i Osmanlı ordusunun nehri geçmesini engellemek için görevlendirdi. II. Mehmed de buna karşılık Rumeli Beylerbeyi Murad Paşa’ya nehrin geçişini tutmasını emretti. Murad Paşa, taarruza başladı. Nehri geçerken küçük bölükler halinde geçmek zorunda kaldıklarından bir türlü savaş nizamı alamıyorlardı. Akkoyunlular, Osmanlı’nın aksine cephe gerisinden yardım alabiliyor ve çok daha hızlı hareket edebiliyorlardı. Uğurlu Mehmed, Osmanlı öncü kuvvetlerini geri çekilme taktiğini kullanarak mağlup etmişti (Yücel & Sevim , 2020, s. 71). Bu yenilgiden sonra Osmanlı ordusu, geri çekilmeye başladı. II. Mehmed ile karşılaşmadaki durumla tekrar karşılaşmamak için kuzeye doğru ilerleyerek Fırat’ı daha rahat geçeceği bir rota üzerinden ilerlemeye başladı. Bu ilerleyiş, 11 Ağustos 1473 günü Otlukbeli tepelerine varıp karşısında Akkoyunlu birliklerini görünce bitmişti. İki ordu, birbirlerine doğru hücuma kalktılar. Merkezdeki Akkoyunlu mızraklı birlikleri, üstünlük sağlamışlardı. Sağ ve sol kanatlardaki Akkoyunlu süvarileri, Osmanlı merkez kuvvetlerinin etrafını sarmak için hamle yaptılar. Ancak bu sırada II. Mehmed, kilometrelerce öteden getirdiği top ve tüfekleri devreye soktu. Yayılım ateşi açan top ve tüfekler sayesinde savaşta bariz bir üstünlük sağlamıştı. Bu sayede, II. Mehmed merkezdeki kuvvetlerini ileriye sürebilmişti. Osmanlı ilerleyişini daha çok sol kanattan sürdürdü. Sağ kanatta bulunan Uzun Hasan’ın oğlu Zeynel Mirza, geri çekiliyordu. Azap askerlerinin hücumuna dayanamayan birlikler artık dağılmıştı. Zeynel Mirza da Osmanlı askerleri tarafından öldürüldü. Akkoyunluların sağ kanadı tamamen bozulduğu için bu birlikler merkeze yöneldiler. Artık hedefleri Uzun Hasan’dı. Uzun Hasan, savaşı kaybettiğinin farkındaydı. Etrafının tamamen sarılmasını istemiyordu. Bunun üzerine, askerlerinin içinde kendine benzeyen bir kişiye kıyafetler giydirip hükümdar gibi gösterdi (Erdem, 1993, s. 158). Kendisi ise maiyetinde bir grup askerle kaçmaya başladı. Uzun Hasan’ın kaçtığını gören askerler artık kendi hayatlarını kurtarmak için savaşıyorlardı. Osmanlı ordusu ise tüm cephe hattında savaşarak Akkoyunlu hükümdarının olduğu bölgeye doğru hamlelerini yapıyordu. Osmanlı askerleri merkezde Uzun Hasan’ın dublörünü ve Akkoyunlular sancağını ele geçirdiler. Uğurlu Mehmed ile Şehzade Bayezid hâlâ savaşıyorlardı. Ona babasının sancağını gösterince mukavemeti bırakarak firar yolunu tuttu (Erdem, 1993, s. 158). Osmanlılar Otlukbeli savaşıyla Uzun Hasan’ın Anadolu üzerindeki emellerine nihayet verip Karamanoğullarının son direnişlerini kırdılar (Emecen, 2009, s. 69). Akkoyunlular savaşı kaybedip gerileme dönemine girdiler. Sonunda da Akkoyunlular Devleti yıkıldı (Erdem, 2005, s. 1).
Kaynakça
Afyoncu, E. (2007). Otlukbeli Savaşı. TDV İslâm Ansiklopedisi: https://islamansiklopedisi.org.tr/otlukbeli-savasi adresinden alındı
Emecen, F. M. (2009). Fatih Sultan Mehmed ve Etrafındaki Dünya: Osmanlı Devleti’nin Doğu Komşuları. Osmanlı Araştırmaları Dergisi, 33(1), 66-85.
Erdem, İ. (1993). AKKOYUNLU KAYNAKLARINA GÖRE OTLUK BELİ (BAŞKENT) SAVAŞI. OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 4(4), 151-159.
Erdem, İ. (2005). Otlukbeli Sonrası Akkoyunlular (1473-1478). OTAM Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 17(17), 1-9.
Genç, V. (2019). Timur’u Geçmek: Akkoyunluların Osmanlılara Karşı Üstünlük İddiaları. Osmanlı Araştırmaları Dergisi, 54, 27-56.
Kılıç, R. (2003). Fatih Devri (1451-1481) Osmanlı-Akkoyunlu İlişkileri. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(14), 95-118.
Yücel, Y., & Sevim , A. (2020). Osmanlı Klasik Döneminin Üç Hükümdarı: Fâtih, Yavuz, Kanûnî,. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları .