Makale

Özel Askeri Şirketlerin Uluslararası Güvenliğe Etkisi

Giriş

Güvenlik, insanoğlu var olduğu günden bugüne bireylerin ve toplumların en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur.[1] Birey ve toplumların oluşturdukları devletler de bu temel ihtiyacın karşılanmasında önemli rol oynamaktadır. Tarihte yaşanan olaylardan, devletlerin birbirlerine karşı takındıkları tavırlardan yola çıkarak uygun politikalar üreten devletlerin zaman zaman uygulanan politikalarda eksiklikler yaşadığı ve zorlandıkları görülmüştür. Bu eksiklik ve yaşanan zorlanma güvenlik kavramının gün geçtikçe çeşitlenmesi ve çok sayıda konuda güvenlik ihtiyacının ortaya çıkmasından kaynaklanmıştır.

Küreselleşme ve dünyanın her noktasına erişimin eskiye göre daha kolay olmasından da kaynaklanan bu sorunlara devletler farklı şekillerde çözümler bulmak için çabalamıştır. Bu çözümlerden biri olan özel askeri şirketlerin kurulması özellikle Rusya ve Ukrayna Savaşı sonrasında tekrar gündeme gelerek tartışmalara neden olmuştur. Küreselleşme uluslararası ilişkiler alanında tartışmalı bir kavram olarak gelişimini sürdürmektedir. Küreselleşme ile birlikte değişen ve derinleşen güvenlik algısı uluslararası güvenliği de etkilemiş ve değişime zorlamıştır. Literatürde küreselleşme ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Bir tarafta küreselleşmeyi modernite ile bağdaştıranlar yer alırken diğer tarafta bunun tam tersi bir görüşü savunan ve küreselleşmeyi tarihsel bir geçmişe dayandıranlar yer almaktadır.[2] Küreselleşme ve ulus devlet ilişkisi bağlamında literatürde birçok farklı görüş yer alırken genel olarak kabul görmüş baskın düşünce ise ulus devletin giderek işlevini yitireceği ve güç kaybedeceği düşüncesidir.[3] Bu bağlamda ise ulus devletlerin, uluslararası sistemde geçmişteki kadar etkili olamayacağı algısı yaygınlaşmıştır.[4]

Bu çalışmanın amacı, ulus devletlerin geleneksel olarak hâkim olan güç ve güvenlik algısının küreselleşme ile birlikte değişim yaşayan ulus devletin, ulusal ordular yerine özel askeri şirketler aracılığıyla güvenlik algısının özel askeri şirketler aracılığı özelinde ele almaktır. Çalışmanın diğer çalışmalardan farkı ise özel askeri şirketlerin artan kullanımı ve ulus devletlerin Proxy War (vekalet savaşları) ile güvenliklerini sağlama ve özel operasyonlar ile güncel örnekler üzerinden analiz edilerek değerlendirilmesidir.

Çalışmamızın ilk bölümünde geleneksel uluslararası güvenlik algısı ele alınmış ve küreselleşmenin ortaya çıkardığı yeni güvenlik algısı anlatılmıştır. Bir sonraki bölümde ise özel askeri şirketlerin ortaya çıkışı, güncel örnekleri ile güvenlik algısı ve özel askeri şirketlerin uluslararası güvenliğe etkisi ele alınmıştır. Böylece özel askeri şirketlerin uluslararası güvenlik alanında üstlenmiş oldukları işlevsel etki değerlendirilmiştir.

Uluslararası Güvenlik

Güvenlik kavramı pek çok sosyal bilim kavramında olduğu gibi çok tanımlı ve tartışmalıdır. TDK’ya göre güvenlik, “Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu; emniyet.”[5] olarak tanımlanmıştır. Ayrıca çok sayıda yazar güvenlik kavramının açıklanmasında hem bireylerin hem de grupların temel değerlerine yönelik tehditlerden uzak olması şeklinde tanımlamaktadır.[6] Tanımın tartışmalı olan kısmı bahsedilen tehditlerden uzak olma halinin bireylere yönelik mi ulusal mı yoksa uluslararası çerçevede mi değerlendirilmesi hususundadır. Yine uluslararası ilişkiler teorileri çerçevesinde odak noktasını farklı referanslar alarak güvenlik tanımı yapan çok sayıda teorisyeni akademisyen bulunmaktadır. Fakat genel çerçevede bakıldığında güvenlik, hâlâ net bir tanımda uzlaşılmamış olmasına rağmen çok sayıda farklı referans noktaları alınarak tehlikelerden ve korkulardan uzak kalma, herhangi bir tehdidin olmaması durumu olarak açıklanabilir.[7]

Güvenlik, insanlık var olduğu tarihten günümüze kadar bireylerin en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarih ilerledikçe toplu halde yaşamaya başlayan bireylerin toplumsal anlamda güvenliği sağlama ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Var olan devletler bu ihtiyacı giderebilmek amacıyla çeşitli kurum ve kuruluşlar kurmuştur. Tarihte yaşanan olayların getirdiği etki ile birlikte güvenlik kavramı çeşitlilik göstererek evrimleşmiştir. Soğuk Savaş atmosferinde yaşanan güvenlik kaygıları dünya devletlerini sıcak bir savaşın eşiğine getirmiştir ve devletlerin güvenlik algılarının değiştiğini, devletlerin güvenliklerini sağlayabilmek için neler yapabileceğini net bir şekilde göz önüne sermiştir. Daha sonra 11 Eylül olayları sonrasında dünyadaki güvenlik algısı çeşitlenmiştir. Terör örgütleri, dinsel ve etnik kökenlere dayanan çatışmalar, uyuşturucu satışının getirdiği çeşitli sorunların ortaya çıkmasıyla birlikte devletler var olan güvenlik ihtiyacını sağlamak için yeni politikalar geliştirmiştir.

Devam eden süreç boyunca küreselleşmenin getirileriyle kavram daha da genişleyerek yalnızca silahlı örgütlerin getirdiği güvenlik kaygısından daha çok göç, kadın, sağlık, insan hakları gibi konularda da güvenliğin önemi ortaya çıkmıştır.[8] Dünyanın küçük bir köy haline gelerek küreselleşmesinden kaynaklı olarak ülkeler arasında artan göç ve bunun yanında yaşanan savaşlar sonucunda yaşanan göç dalgaları göç konusunda önemli güvenlik kaygılarının yaşandığını gözler önüne sermiştir. Yine aynı şekilde feminizmin gelişmesi, kadınların toplumsal hayatta çok daha fazla yer almasından kaynaklı olarak kadının ve daha geniş kapsamda insan haklarının güvenliği konularında da önemli çalışmalar yapılmaktadır.

Yaşanan COVID salgını süresince ve salgın sonrasında sağlık güvenliğinin ne kadar iyi sağlanabildiği konusunda da önemli soru işaretleri oluşmuş ve yine devletler bu konuda yeni politikalar geliştirmek amacıyla yeni çalışmalar yürütmüştür. Güvenlik kavramının bu denli geniş yelpazede olması devletlere önemli bir sorumluluk yüklemiştir.

Devletler üzerlerine düşen bu önemli sorumluluğu çoğu zaman kendi kurdukları kurum ve kuruluşlar aracılığıyla yerine getirmiş olsalar da zaman zaman başka yollara başvurmuşlardır. Özel askeri şirketlerin kurularak faaliyet göstermeleri bu yollardan biridir. Çalışmanın en başında bahsedildiği gibi güvenlik kavramının yelpazesinin genişlemesinin özel askeri şirketlerin kurulması ve kurulan şirketler yardımıyla devletlerin belli çıkarlarını korumasının sağlanması arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır.[9] Özellikle son yıllarda özel askeri şirketlerin kurulması ve kullanılmasının yaygın hale gelmiş olması devletlerin kullandıkları güç hususunda gözle görülür şekilde değişikliğe uğradığı görülmektedir. Özel askeri şirketlerin kurulmaya başlanmasının miladı olarak 11 Eylül olaylarını göstermek mümkündür.[10] ABD’de yaygın olan özel askeri şirketlere güncel olarak Rusya- Ukrayna arasında yaşanan savaşta Wagner’in kullanılması örnek gösterilebilir.[11]

Özel Askeri Şirketlerin Tarihçesi

Savaşın tarihi kadar eski bir geçmişe sahip paralı askerlik, kazanç amacıyla bir araya gelen ve çatışmalar sona erdiğinde dağılan şahısları ya da bu şahısların oluşturduğu geçici askerî grupları ifade etmektedir. Geçmişte ülkeler askerî anlamda ihtiyaç duyduklarında bedeli karşılığında özel askerlerle anlaşma yoluna giderek kendi ordularını teşkil etmekteydiler. Dolayısıyla, ücret karşılığında yabancı ülkeler adına savaşan profesyonel askerler, silahlı kuvvetlerin temelini oluşturmaktaydı.[12] Özellikle Otuz Yıl Savaşları sonrası süreçte devletlere bağlı ulusal ordular tercih edilmiştir. Millî ordu anlayışı ile şekillenen bu süreçte, kiralık ordu uygulaması da büyük ölçüde ortadan kalkmış, ancak ferdi mahiyette paralı askerlik uygulaması az da olsa devam etmiştir.

Uluslararası sistemde hâkim görüş realist paradigma olmuştur. Bu paradigmaya göre devletler güç ve güvenlik peşinde rasyonel olarak hareket ederler. Devletler sınırları belli toprak parçaları üzerinde güç kullanabilme tekeline sahip olduğu gibi bu sınırlar içinde yaşayan vatandaşlarının güvenliklerini de sağlaması gerekmektedir. Bu kapsamda devletler anarşik bir ortama sahip uluslararası alanda güç ve güvenlik algısı çerçevesinde kapasitelerini arttırmak istemektedirler. Özellikle 1648 Westphalia ile modern anlamda ulus devletler uluslararası arenada ulusal güvenliklerini sağlamak istemişlerdir. Westphalian sistemde devletler klasik anlamda güvenlik algısını ulusal ordular ile sağlarlarken modernleşme ya da bir diğer adıyla küreselleşme ile birlikte devletler ulusal ordularının yerine özel askeri şirketler aracılığıyla bu konuda var olan tehditlerle başa çıkmak istemişlerdir. Küreselleşme ile güvenlik algısının da boyut değiştirdiği bilinmektedir. 2019 yılında küresel bir pandemiye sebep olan COVID-19 salgını gibi güvenlik artık sağlık, ekonomik, çevresel ve insani güvenlik gibi birçok alanda karşımıza çıkmaktadır. Klasik anlamdaki sınırları korumak algısı artık değişerek farklı boyutta ele alınmaktadır.[13]

Klasik anlamda güvenlik bir devletin uluslararası anarşik sistemde her etkiye rağmen güvenliğini sağlaması ve hayatta kalması olarak tanımlanmaktadır. Ortaya çıkan yeni riskler ve çeşitlenen güvenlik algısı klasik anlamdaki güvenlik ağısının değişiminde önemli bir faktör olmuştur.[14] Devletlerin klasik anlamdaki güvenlik algısını değişime zorlayan bir başka faktör ise Soğuk Savaş olmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemde devletler küreselleşmenin de hız kazanmasıyla yüksek tahrip gücüne sahip silahların ortaya çıkışı geleneksel anlamda devletler arası bir savaşın oluşma ihtimalinin düşük olduğunu kanıtlamıştır.[15] Ancak Soğuk Savaş sonrası dönemde etnik ya da dinsel faktörlerin etkisiyle yoğunluğu düşük bölgesel çatışmalar görülmüştür. Top yekûn savaş algısında yaşanan bu değişim devletlerin ulusal ordularında da sayısal olarak bir düşüşe sebep olmuştur.[16] Sayı olarak azalan ordular gelişmiş silahlar ve muhtemel bir saldırıya karşı önceden engellenmesini sağlayacak teknolojik araçlarla donatılmışlardır. Ayrıca küreselleşmenin de etkisiyle devletler bazı sorunlara karşı tek başlarına mücadele etmek yerine kolektif iş birlikleri ile ortak savunma anlayışı ortaya çıkmıştır. Böylece devletler askeri ve ekonomik olarak daha rahat bir savunma sürdürmüşlerdir. Bunun en güzel örneklerinden biri ise Avrupa Birliği’dir. Görece istikrarlı güvenlik ortamları sunan bölgesel organizasyonlara dâhil olan Avrupa Birliği ülkeleri aynı zamanda savunma harcamalarını da kontrol altına almayı başarmışlardır.[17] Ulusal güvenliğin artık kolektif ve çok taraflı olması ve çatışmanın değişen doğası ile ilişkili olarak, organize şiddet küreselleşmektedir. Dahası devletler, şiddet kullanma tekelini paylaşacakları yeni yapılanmalara girmektedirler.[18] Bu bağlamda çalışma özel askeri şirketlere değinilecek ve ortaya çıkan bu yeni algı analize dahil edilecektir.

Geçmişin aksine günümüzde askerî personel tarafından yerine getirilen vazifelerin giderek artan bir şekilde siviller tarafından yerine getirildiği ve üstlenmiş oldukları fonksiyon itibarıyla sivillerin bir anlamda askerî personelle iç içe geçtiği söylenebilir. Soğuk Savaş’ın ardından oluşan siyasî, askerî, iktisadî ve ideolojik şartların etkisiyle şekillenen özel askerî endüstrinin kaydettiği bu gelişimde, üç faktör esaslı bir rol oynamıştır. Bunlar; 1980’li yıllardan itibaren piyasa ekonomisinin öne çıkmasıyla birlikte özelleştirmenin hız kazanması, orduların küçülmesi ile ortaya çıkan fazla askerî işgücünün işe olan ihtiyacı ve büyük güçlerin gelişmekte olan dünyaya müdahale etmekteki isteksizliği şeklinde sıralanabilir.[19]

Dünya tarihinde 1980’ler çok boyutlu değişimlerin görüldüğü bir zaman dilimi olmuştur. ABD’nin süper güç olması, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve büyük topraklara sahip üniter devletlerin daha küçük ulus devletlerine bölünmesi gibi birçok etken ortaya çıkmıştır. Küreselleşmenin devletler üzerindeki bir diğer etkisi ise kamusal alanların özelleştirilmesi olmuştur. Devletler eğitim, sağlık, gıda, temizlik, ulaşım ve iletişim gibi öneme sahip kamusal alanları özelleştirmişlerdir. Bu özelleştirmeler devamında kritik öneme sahip yapılardan biri olan askeri alanı içine almasıyla sonuçlanmıştır.[20] Özel askeri şirketlerin, askeri alanda hizmet vermeye başlamasıyla devlet tekelinde olan bu alanda yerini özel şirketlere bırakmaya başlamıştır.[21] Devletler askeri alanda ortaya çıkan özel şirketleri kullanarak maliyet azaltma ve ihtiyaç duyulan alanda etkin bir şekilde müdahale etmeyi amaçlamışlardır. Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra pek çok devlet askeri bütçelerini kısmış ve askerlerinin sayısını azaltma yoluna gitmiştir. Dünya genelinde 1993 ve 2003 yılları arasında asker sayısı yaklaşık 9 milyon azalmıştır.[22]

Özel askeri şirketlerin dünya çapında yaygınlık kazanmasının bir diğer etkisi ise yine Soğuk Savaş sonrası dönemde uydu devletlerinin Doğu veya Batı bloklarından aldıkları askeri yardımları zamanla kaybetmeleri önemli bir etken oluşturmuştur. Devlet desteklerinden mahrum kalan üçüncü dünya devletleri olarak adlandırılan devletler iç karışıklıkları önlemek ve oluşacak bir soruna etkin müdahale etmek için özel askeri şirketlerden faydalanmışlardır. Aslında geri kalmış veya devlet otoritesin tam olarak sağlayamamış devletler özel askeri şirketlerin yaygınlık kazanmasında etkili olmuşlardır.

Devletlerin sınırları dışında özel operasyonlarda veya günümüzde Rusya-Ukrayna arasında yaşanan çatışma alanında ve başta Afrika ülkeleri olmak üzere diğer Uzak Doğu Asya ülkelerin de varlığını devam ettiren özel askeri şirketlerin aktif olarak yer aldığı bilinmektedir. Özel askeri şirketlerin birey (savaşçı) kaybetmesi o özel askeri şirketi kullanan devlet için özellikle iç politikada bir sorun oluşturmayacağı için devletler için de önemli bir kullanım alanı oluşturmaktadır. Buna karşın bir devletin ordusunun çatışmaya girmesi veya bir operasyonda ciddi sayıda asker kaybetmedi siyasi ve diplomatik olarak ciddi sonuçlara yol açtığı bilinmektedir. Bu sebeple ülkeler kendi silahlı kuvvetlerini kullanarak gerçekleştireceği ülke dışı askerî harekâtın neden olacağı kamuoyu tepkisini daha baştan engellemeyi ve kendi halklarına hesap verme mecburiyetinden kurtulmayı amaçlamaktadırlar.[23]

Modernite ile birlikte askeri araçların, ekipmanların ve özellikle kullanılan silahların modernleşmesi uzman personelin istihdam edilmesini gerektirmektedir. Ulusal askeri ordular ise belli süreli askerler ile varlığını sürdürmesiyle bilinir. Buna karşın bünyesinde çok sayıda uzman personel barındıran özel askeri şirketler ise modern silah teknolojisini uzman kadrosuyla aktif ve başarılı bir şekilde kullanabilmektedir. Özel askerî endüstri alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Peter W. Singer; bu şirketleri “askerî operasyonlar, stratejik planlama, istihbarat, risk değerlendirmesi, harekât desteği, eğitim ve teknik beceriler gibi askerî kabiliyetlerin kazanılması hususunda uzmanlaşan tüzel kişiler” şeklinde tanımlamaktadır.[24]

Özel askeri şirketleri yakından tanıma fırsatı bulan Türkiye 2000’li yılların başında Irak işgali sırasında Amerika Birleşik Devletleri bünyesinde sözleşmeli askerler olarak yaklaşık 190.000’den fazla askerin Irak’ta görev yaptığı bilinmektedir. İlk kullanılan özel askeri şirketleri sınırlarında görme fırsatı bulmuştur. Yine Türkiye özellikle Afrika Kıtası’nda aktif bir rol alan özel askeri şirketleri sahada görmüş ve analiz etme fırsatı bulmuştur. Güncel olarak ise Rusya Federasyonu’nun “Wagner” paralı özel askeri şirketi dış politikadaki hedefleri doğrultusunda kullanması bilinen güncel bir örneği oluşturmaktadır. Devletler dış politikadaki hedeflerine ulaşmak için profesyonel ve özel eğitimli askeri şirketleri tercih etmektedirler. Özel askerî endüstrinin en önemli özelliklerinden birisi de önceden sadece güçlü devletlerin sahip olabildiği askerî imkânlara, diğer devlet veya devlet dışı unsurların da ulaşabilmelerine imkân sağlamasıdır.

Özel askeri şirketlerin ne kadar yaygınlaştıklarını gösteren şu sözlerde dikkat çekicidir; “Üniforma giymiyorlar, fakat takım elbise, beyaz önlük veya mavi tulum giyiyorlar. Sattıkları ürün ise orduların vurma gücünü yükseltmeye yönelik. İşleri savaşla. Özel askeri şirketler gittikçe daha fazla askerin işini üstleniyorlar. Birleşmiş Milletler’in artan harekât sayısı, uyuşturucu ticaretine karşı mücadele, büyük doğa facialarında askeri yardım, savaş kurbanlarına insani yardım ve son olarak uluslararası teröre karşı mücadele; tüm bunlar özel askeri şirketlere büyümekte olan bir pazar sunmaktadır.[25]

Özel askeri şirketlerin görevleri arasında; özel şahısları ve şirketleri korumaktan, yabancı orduların askeri olarak desteklenmesine, askeri üslerin lojistik yönetimine, BM örgütleri için nakliyata, aktif savaşa, karmaşık teknoloji temininden satılmış elitlerin haklarını korumaya kadar varan kirli işler bulunduğu izlenmektedir. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, NGO’lar gibi kuruluşlarda bu özel ordulardan hizmet almaktadır.

SONUÇ

Geleneksel olarak güvenliğin sağlanması devletin temel fonksiyonlarından biri kabul edilirken, 20’nci Yüzyılın son çeyreğinde, geniş bir alana yayılan ve her geçen gün önem kazanan bu hizmetin sadece devlet organları ve görevlileri tarafından karşılanamayacağı anlaşılmıştır. Bu yeni durum karşısında, devlet görevlilerinin hizmetlerine yardımcı olacak bir biçimde özel askeri şirket ve güvenlik kuruluşlarının oluşturulması yaygınlık kazanmıştır.

Özel askeri şirketlerin varlığı uluslararası alanda farklı açılardan değerlendirilmesi mümkündür. Özel askeri şirketler uluslararası güvenlik bağlamında oldukça tartışmalı ir konudur. Özel askeri şirketlerin uluslararası güvenliğe olumlu etkisi;

-Esneklik bakımından kriz bölgelerine hızlı ve etkin bir şekilde müdahale edebilir ve ülkenin askeri kaynaklarına bağlı olmadan gerekli olan operasyonel süreç başlamış olur.

-Uzmanlık açısından özel askeri şirketler bünyesinde barındırdığı profesyonel personeliyle güvenlik sorunlara daha etkin çözümler sağlayabilirler.

-Maliyet açısından ulus devletler askeri harcamalarını azaltabilir ve özel askeri şirketlerden faydalanabilir. Böylece bütçeye yük oluşturan askeri harcamalar yerini farklı yatırımlara bırakabilir.

Olumlu bir etken olarak görülen yukarıda özelliklere karşın;

Hukuksal Sorunlar bakımında özel askeri şirketler uluslararası hukuk ve insan hakları konusunda yetersiz denetime sahip olabilir ve kötü uygulamalara yol açabilir. Bazıları savaş suçları ve insan hakları ihlalleri ile suçlanmıştır. Güvenlik Tehditleri açısından özel askeri şirketler kar açısından hareket ederler. Bu ise çok ciddi bir güvenlik zafiyetini doğurabilir. 1648 öncesi dönemdeki lejyon gruplarının savaş esnasında taraf değiştirmesi sorununu ortaya çıkarmaktadır. Daha fazla çıkar sağlayacağı farklı bir devlet, toplum veya uluslararası aktör ile ilişkilerinde daha önce anlaşma sağladığı aktör açısından çok ciddi olumsuz sonuçlar doğurabilir. Sorumluluk ve Hesap Verilebilirlik özel askeri şirketler devletlerin orduları gibi bir aktörün kontrolünde olmadıkları sebebiyle yapmış oldukları operasyonlarda yeterince hesap vermezler. Bu da ciddi operasyonlarda çok boyutlu sorunlar ortaya çıkarabilir. Başta bu faktörler dikkate alındığı zaman özel askeri şirketlerin olumsuz etkilerini görmek mümkündür.


Küresel Ölçekte Etki Alanı olan Özel Askeri Şirketler;

California Analysis Center, Incorporated (CACI)

ABD merkezli CACI’nın elemanlarının çoğu daha önce Güney Afrika Savunma Kuvveti’nde görev alan özel kuvvetleri mensuplarıdır.

-1997’de BM, şirketin icra organlarının Sierra Leone’de halkın kendi kendini yönetme hakkını engellediği gerekçesi ile tavır alması üzerine, 1997 yılında ülkeden çıkmak zorunda kalmıştır.

-Ocak 1999’da Güney Afrika’da paralı asker kullanımını yasaklayan kanunun kabul edilmesinden sonra İcra Organı dağıldı ve bazı elemanları Zimbabwe’de hapse mahkûm oldu.

Blackwater

Blackwater, ABD merkezli bir özel askeri şirket ve güvenlik firmasıdır. Beş Amerikan şirketinden oluşmaktadır; Blackwater Eğitim Merkezi, Blackwater Hedef Sistemleri, Güvenlik İstişare Şirketi, Blackwater Köpek, Blackwater Havacılık.

– Askeri birliklere, hükümetlere, yasa uygulayıcılarına ve sivil kurumlara eğitim, hedef tespit ve çeşitli operasyon desteği sağladığını beyan etmektedir. – ABD-Kuzey Karolayna’da bulunan en büyük atış alanına sahiptir. Keskin nişancı kursları vermektedir.

DynCorp

ABD-Virjinya merkezlidir. ABD Hükümetinin sürekli iş yaptığı 25 şirketten biridir.

– ABD ordusu için bugüne kadar Bosna, Somali, Angola, Haiti, Kolombiya, Kosova ve Kuveyt gibi ülkelerde kontratlı arazi timleri” sağlamıştı.

-2003 yılında Gazze Şeridi’nde ABD diplomatlarını korumakla görevli üç Dyncorp elemanı bombalı saldırıda öldü.

Halliburton Enerji Hizmetleri

Çokuluslu bir şirket olan Halliburton’un merkezi Teksas’tadır. Yıllık iş hacmi 20 bin milyar doları geçmekte ve 95.000 çalışanı bulunmaktadır

– 1991 yılında Kuveyt’te yanmakta olan 320 petrol kuyusunun kontrol altına alınmasına yardım etti.

– 1990’lı yıllarda Irak ve Libya’ya çift kullanımlı kuyu açma teçhizatı satmakla suçlandı ve para cezası aldı.

– 1990’lı yıllarda Bosna, Hırvatistan ve Macaristan’da KBR; ABD Barışı Koruma Birliklerinin yiyecek, çamaşır, ulaştırma ve kolaylık hizmetlerini sağladı.

Wagner

PMC Wagner olarak da bilinen Wagner Grubu, bir Rus paramiliter örgütüdür. Çeşitli şekillerde özel bir askeri şirket, bir paralı asker ağıdır.

-Wagner Grubu, Rus çıkarlarını desteklemek için faaliyet gösterdiği, Rusya Savunma Bakanlığı‘ndan (MoD) askeri teçhizat aldığı ve eğitim için MoD kurulumlarını kullandığı için, genellikle MoD’nin veya Rusya’nın askeri istihbarat teşkilatının fiili bir birimi olarak kabul edilir.

YAZAR:

Ozan Sabri Tuncer / Müjgan Işık

KAYNAKÇA

ARIÖZ Z., “Küreselleşme Sürecinde Ulusal Güvenliğin Dönüşümü: Özel Askeri Şirketler”, Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, 2019, ss.20-33.

BAYLIS J, Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı, Uluslararası İlişkiler, Cilt 5, Sayı 18, 2008, ss.69-85.

BECK U., Risk Toplumu Başka Bir Modernliğe Doğru, 1.Baskı, İstanbul: İthaki Yayınları, 2011.

BISLEY, N., “Rethinking Globalization”, New York: Macmillan, 2007.

BİLGİN P., ÇAPAN Z. G,“Introduction to the Special Issue Regional International Relations and Global Worlds: Globalising International Relations”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 18, Sayı 70, 2021, ss. 1-11.

ÇULHA Z., F, “Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler”, Stratejik Rapor No: 56, 2013, https://tasam.org/tr-TR/Icerik/5069/yeni_savaslarin_gizli_yuzu_ozel_askeri_sirketler (Son Erişim Tarihi: 22.07.2023).


EFEGİL E., MUSAOĞLU N., “Soğuk Savaş Sonrası Dönemin Uluslararası Sisteminin Yapısına İlişkin Görüşler Üzerine Bir Eleştiri”, Akademik Bakış, Cilt 4, Sayı 2,2009, ss. 1-24.

HELD, D. & MCGREW, A., Globalization and Anti-Globalization: Beyond Great Divide, Polity Press, 2007.

https://sozluk.gov.tr (Son Erişim Tarihi: 21.07.2023).

KALKAN D., “Devletin Güç Kullanma Tekeli ve Özel Askeri Şirketler”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, Cilt 1, Sayı 6, 2022, ss. 148-173.

ÖZCAN A., B., “Uluslararası Güvenlik Sorunları ve ABD’nin Güvenlik Stratejileri”, Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 22, 2000, ss. 451-470.


RIPSMAN N. ve PAUL M. T. V., “Globalization and the National Security State: A Framework for Analysis”, International Studies Review, Sayı 7, 2005, ss. 199-227.

SCHOLTE J. A., Globalization: A Critical Introduction”, Second Edition, New York: Palgrave Macmillan, 2005.

SINGER P., W., Kiralık Ordular Özel Askerî Şirketler. Çev. Gözde Aral ve İsmail Yaman. İstanbul: Timaş Yayınları, 2009.

TANGÖR, B., YALÇINKAYA H., “Güvenlik Yönetişimi Çerçevesinde Özel Askeri Şirketler”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, Sayı 25, 2010, ss. 127-154.

TOPAL A., H., “Uluslararası Hukuk Açısından Özel Askerî Şirketler ve Şirket Çalışanlarının Statüsü”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Sayı 60,2011, ss. 963-1021.

TUNCER, O., S. “Concepts of security from a perspective of political science”, Acta Politica Polonica, Cilt 1, Sayı 53, 2022, ss. 127-148.

WALTERS, M., “Globalization”, London: Routledge, ss. 38-64, 1995.

YILMAZ S. “21’inci Yüzyılda Güvenlik Alanının Yeni Sivil Aktörleri: Özel Askeri Şirketler Ve Kontratçı Firmalar”, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Güvenlik Stratejileri Dergisi, Cilt 6, Sayı 3, 2007, ss. 43-70.

  1. O. S., Tuncer, Concepts of security from a perspective of political science, Acta Politica Polonica nr 1/2022 (53), s. 127

  2. M. Walters, Globalization, London: Routledge, 1995, s. 54.

  3. J. A. Scholte, Globalization: A Critical Introduction, Second Edition, New York: Palgrave Macmillan, 2005.

  4. N. Bisley, Rethinking Globalization, New York: Macmillan, 2007, s. 63.

  5. https://sozluk.gov.tr (Son Erişim Tarihi: 21.07.2023).

  6. John Baylis, “Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Kavramı”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 5, Sayı 18 (Yaz 2008), s. 73.

  7. Arif Behiç Özcan, “Uluslararası Güvenlik Sorunları ve ABD’nin Güvenlik Stratejileri”, Selçuk Üniversitesi İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 22, s. 448.

  8. Pınar Bilgin, Zeynep Gülşah Çapan, “Introduction to the Special Issue Regional International Relations and Global Worlds: Globalising International Relations”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 18, Sayı 70, 2021, s. 7.

  9. Filiz Çulha Zabcı, “Yeni Savaşların Gizli Yüzü: Özel Askeri Şirketler”, Stratejik Rapor No: 56, 2013, https://tasam.org/tr-TR/Icerik/5069/yeni_savaslarin_gizli_yuzu_ozel_askeri_sirketler (Son Erişim Tarihi: 22.07.2023).

  10. Burak Tangör, Haldun Yalçınkaya, “Güvenlik Yönetişimi Çerçevesinde Özel Askeri Şirketler”, Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, Sayı 25, Bahar 2010, s. 128.

  11. Duhan Kalkan, “Devletin Güç Kullanma Tekeli ve Özel Askeri Şirketler”, Bölgesel Araştırmalar Dergisi, Cilt 1, Sayı 6, 2022, s. 150.

  12. A. H. Topal, “Uluslararası Hukuk Açısından Özel Askerî Şirketler Ve Şirket Çalışanlarının Statüsü”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 4, Sayı 60,2011, s. 977.

  13. Z. Arıöz, “Küreselleşme Sürecinde Ulusal Güvenliğin Dönüşümü: Özel Askeri Şirketler”, Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Dergisi, Cilt 1, Sayı 2, 2019, s. 21.

  14. U. Beck, Risk Toplumu Başka Bir Modernliğe Doğru, 1.Baskı, İstanbul: İthaki Yayınları, 2011, s.27-29.

  15. N. Ripsman, M.T.V. Paul, “Globalization and the National Security State: A Framework for Analysis”, International Studies Review, Sayı 7, 2005, s. 201.

  16. E, Efegil, N. Musaoğlu, “Soğuk Savaş Sonrası Dönemin Uluslararası Sisteminin Yapısına İlişkin Görüşler Üzerine Bir Eleştiri”, Akademik Bakış, Cilt 4, Sayı 2,2009, s. 8-9.

  17. Ripsman, Paul, A.g.m, s. 203.

  18. Held, D. & Mcgrew, A., Globalization and Anti-Globalization: Beyond Great Divide, Polity Press, 2007, s. 24.

  19. Topal, A.g.m, s. 965.

  20. A.g.m, s. 965.

  21. P. W. Singer, P., W., Kiralık Ordular Özel Askerî Şirketler. Çev. Gözde Aral ve İsmail Yaman. İstanbul: Timaş Yayınları, 2009, s. 24.

  22. B. Tangör, H. Yalçınkaya, Güvenlik Yönetişimi Çerçevesinde Özel Askeri Şirketler, Uluslararası İlişkiler, Cilt 7, Sayı 25, 2010, s. 135.

  23. Topal, A.g.m, s. 967.

  24. Singer, A.g.e., s. 24.

  25. S. Yılmaz, “21’inci Yüzyılda Güvenlik Alanının Yeni Sivil Aktörleri: Özel Askeri Şirketler Ve Kontratçı Firmalar”, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Güvenlik Stratejileri Dergisi, Cilt 6, Sayı 3, 2007, s. 47.

Küresel Siyaset Merkezi

Türkiye'nin Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Platformu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir