Makale

Rusya’nın İç Politikasında Devlet Gücünün Merkezileşmesi

Rusya 16. yüzyıl itibari ile tarih sahnesinde önemli bir güç olmaya başlamış, devamlı olarak büyümüştür. Bünyesinde yüzlerce millet barındıran Rusya, çarlık dönemi boyunca merkeziyetçi bir politika ile bu milletleri yönetmiştir. Bu makalede Rusya devletinin merkez güç olma alanı tarihsel ve siyasi perspektifte incelenecek, Beslan Okul baskını, sivil toplum kuruluşları, Rusya Federalizmine ve cumhurbaşkanının güç ve yetkilerine bakılacaktır.

Rusya anayasanın 1. maddesine göre Rusya Federatif bir devlettir. Ancak Rusya’da federalizm diğer sistemlere benzemeyip kendine has bir yapısı vardır. Tarih perspektifinde ele aldığımızda federalizm denemelerinin I. Petro döneminde kökleri atılmaya başladığını görebiliriz. I. Petro ülkede artan ayrılıkçı ve ulusalcı akımlara karşı bölgelere bazı haklar vermiştir, ancak bu haklar ufak tefek olup ülkenin istikrarını artırmada beklenen başarıyı yakalayamamıştır. Fransız devrimi ile birlikte Avrupa’ya yayılan milliyetçi (Nationalist) ve aydınlanma akımları Rusya İmparatorluğuna girmiştir. Gizli askeri örgütler imparatorluğu kurtarmak adına anayasalar yazmakta ve eylemler düzenlemektedirler. 1905 yılında ülke genelinde başlayan isyanlar bir yıl sonra 1906 reformlarının önünü açmış, Rus Çarlığı anayasal monarşiye dönüşmüş, parlamento açılarak çok partili sisteme geçilmiştir. Devletin merkezi gücü zayıflamış olmasına rağmen bu azınlık milletler için yeterli değildi. Büyük savaş sonrası kurulan Sovyet Rusya’sı halklara istedikleri eşitliği, refahı ve özellikle hasret kaldıkları barış ile huzuru sunarak milletleri birleştirmiştir. Sovyetler ile devlet, merkezi gücünü yeniden kazanmıştır. İlerleyen yıllarda 1924, 1936 ve 1977 anayasaları federe cumhuriyetlere sınırlı yetkiler vermiştir. Ancak Sovyetler birliğinde en önemli federe devlet olan Rusya cumhuriyeti tarafından izlenen merkezi politika, diğer devletlerin üstünde bir güç olmuş, böylelikle kendi kurallarını empoze ettirmiştir. Federe devletlere verilen yetkiler sınırlı olsa da bu yetkiler genellikle komünist parti tarafından denetlenmekte ve şekillendirilmektedir. Soğuk savaşın etkisinin azaldığı 1990’lı yıllarda ülke genelinde baş gösteren ekonomik kriz ve artan siyasal istikrarsızlıklarla ülke bölünmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği’nin son cumhurbaşkanı olan Gorbaçov federal reform yapmakta geç kalmış, bazı bölgeler özerklik talep etmiştir. Yulian Bromley gibi dünyaca ünlü bazı aydınlar ülkenin üç ila altı arası bölgeye bölünmesini isteyerek federal yapıyı desteklemişlerdir. Ancak ülkede herkes federal yapının destekçisi değildi. Şuan itibariyle Duma’da (Parlamento) bulunan Vladimir Zhirinovsky Federalizmi ağır şekilde eleştirerek merkeziyetçi bir devlet yapısını savunmuştur. Bir sonraki cumhurbaşkanı olan Yeltsin bölünmeleri ve istikrarsızlığı engellemek ayrıca artan siyasi muhalefete karşı federe devletleri kendi yanına çekmek için bölgelere anayasa yapma, yasama organı kurma gibi geniş yetkiler tanımıştır. Federe devletler ile karşılıklı anlaşmalar imzalanmış, bu anlaşmayı ilk imzalayan cumhuriyet Tataristan olmuştur. Ancak bu politika başarısızlıkla sonuçlanıp ülkedeki bölünmeyi daha da artmıştır. Bazı cumhuriyetler kendi yasalarını federal anayasadan daha üste görmekte ve yetkileri olmayan politikalar sergilemeye başlamışlardır. Bu durumun sonucu olarak Çeçenistan bağımsızlık isteği ile Rusya’ya karşı ayaklanmış, Tataristan ise barışçıl olarak egemenlik mücadelesi verdi. Bu mücadele federasyondan daha fazla yetki istemek üzerineydi. Tataristan başarıya ulaşıp federasyon ile “Yetki Paylaşımı Anlaşması” imzaladı. Bu anlaşmaya göre vergilerden pay alma, Tataristan vatandaşlarının pasaportlarında Tatarca bir sayfa olması ve Tataristan cumhurbaşkanı adaylarının Tatarca bilmesi zorunlu kılındı. 2000 yılında merkeziyetçi politikaları ile tanınan Vladimir Putin ün kazanmıştır. Putin güçsüz devlet yapısını bitirmek için yönetime gelmiş böylelikle Rusya federalizmin merkeziyetçi bir yapıya doğru evirilme süreci başlamıştır. 90’lı yıllarda Tataristan’a verilen haklar Putin tarafından birer birer geri alınmış. Tataristan’ın devlet içinde devlet olması engellenmiştir. 2010 yılında Çeçenistan cumhurbaşkanı tarafından “Rusya’da yalnızca tek bir cumhurbaşkanı olabilir.” açıklamasına Putin hak vermiş, böylelikle federe cumhuriyetlerin cumhurbaşkanı sıfatlarının ismi değişmiştir. Başkurdistan’a ‘Başlık’, Yakutistan’a ‘İl Darhanı’ ismi verilmiştir. Tataristan bu yasaya direnmiş ancak 2021 yılında Tataristan cumhurbaşkanının sıfatı ‘Başkan’ olarak değiştirilmiştir. (Dilmac, 2022, s. 60-62)

Sovyetler birliğinin yıkılmasından beri Rusya güçsüzleşmiş, sosyalist ideolojiyi terk ederek karma ekonomiye yönelmiştir. Bu olaylar devlet gücünü azaltarak ekonomik krizlere yol açılmıştır. Devlet gücünün azaldığı 1999 tarihinde Vladimir Putin başbakan olarak atanmış ve hükümeti kurmuştur. Bu durumların üstüne merkezi güce rakip olan Kuzey Kafkasya kökenli terör saldırıları sonucunda ikinci Çeçen savaşı başlamış, bu sırada Putin cumhurbaşkanı adayı olup seçimleri kazanmıştır.

Her devletin nihai amacı olan hayatta kalma mücadelesi Rusya’da farklı değildi. Yeni kurulan Rusya devleti oldukça kırılgandı, Putin ülkenin çöküşünü engellemek adına merkezi otoriteyi güçlendirerek, Çarlık Rusya’nın kine benzer dikey güç sistemini geri getirmiştir. Cumhurbaşkanı olarak ant içmesinden bir hafta sonra kararname ile Rusya’yı 7 federal bölgeye bölmüş ve bu bölgelere doğrudan kendisinin atadığı valiler atayarak bölgelerin federal yasalara ve hükümlere itaat ettiklerini denetlemeleri sağlamıştır. Putin radikal bir karar alarak yeni bir yasa çıkardı. Bu yasa; yasama, yürütme ve yerel yönetimlerdeki yetkilileri görevden alma yetkisini doğrudan cumhurbaşkanına vermekteydi. Yeni yasa ile bazı bölgelerdeki yöneticiler Putin’e muhalefet olmaya başlamışlar, bunun sonucu olarak da 16 bölge başkanı tutuklanmıştır. Yasama artık kontrol ve dengeleme işlemini gerçekleştiremiyordur. Yasamanın işlevsiz kalması 2003 seçimleri sonrası mecliste çoğunluk olacak Putin’in lideri olduğu, Birleşik Rusya partisinin gelmesinden sonra daha da belirgin olacaktır. Bu yasalar sonucunda Rusya’da karar alma gücünün merkezinde Moskova, daha doğrusu Cumhurbaşkanı olmuştur.

Putin bölgesel partilerin çıkmasını engellemek adına partilerin seçimlere katılması için federasyon genelinde en az 2 milyon imza toplaması veya depozito vermeleri gerekmektedir. Bu bölgesel partilerin siyaset sahnesine çıkmasını engellemek ile beraber seçimlere katılacak olan siyasilerin Birleşik Rusya Partisine katılmaya itmektedir.

Rusya Federasyonu 2000’lerin başında birçok terörist saldırısına maruz kalmıştır; Moskova tiyatrosu baskını, uçak faciası, Moskova metrosunda intihar saldırıları ile gündemi meşgul etmiş ayrıca hükümetin bu eylemlere karşı etkisiz kalması eleştiri konusu olmuştur. Hükümetin ciddi bir şekilde eyleme geçmesi Beslan okul baskınından sonra meydana gelmiştir. 3 Eylül 2004 tarihinde Çeçen kökenli teröristler tarafından okul baskını düzenlenmiş, bu saldırı sonucu çok sayıda sivil hayatını kaybetmiştir. Rusya hükümeti bu baskına hızlı reaksiyon gösterememiş böylece Rusya tarihinde ‘Beslan Faciası’ adıyla kara leke olarak anılmasına sebep olmuştur. Hükümet bir daha böyle bir olayın yaşanmasını engellemek için dağınık olan terör ile savaşma gücünü tek bir merkezde bütünleştirmiştir. Beslan faciası öncesinde terör ile savaşma gücü iki merkez arasında bölünmüştü; bunlar Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ile Rusya Federasyonu İçişleri Bakanlığı’dır (MVD). Beslan olayı sonrası oluşturulan Ulusal Terörle Mücadele Komisyonu (NAK) kurulmuştur. Ayrıca 6 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe giren terörle mücadele yasası ile cumhurbaşkanının sahip olduğu yetkiler artırılmış, NAK dolaylı olarak cumhurbaşkanına bağlanmıştır. (Jaishankar, 2021)

NAK’ın başkanı doğrudan cumhurbaşkanı tarafından atanır ve diğer organlara hesap verme sorumluluğu yoktur. Olağanüstü hal ilan edilmesi bile NAK’ın operasyonlarını herhangi bir bölgede ve belirli bir zaman dilimine sıkıştırmadan uygulama yetkisi vardır. Bu yasa terörist, terörizm ve terörist eylemlerine tanımlar getirmiştir (Omelicheva, 2012, s. 3). Yasanın 3 maddesinde bahsedilen terörizm tanımı ileriki yıllarda muhalefet protestolarını ve belli başlı eylemlerini bastırmak için kullanılacaktır.

Uluslararası ilişkiler bağlamında baktığımızda, Putin cumhurbaşkanı olarak ülkenin başına geçtiğinden beri Neo-Avrasyacı politikalar uygulamaya başladığını görebiliriz. Neo-Avrasyacılık, çok kutuplu dünya düzenini destekler ve Rusya’nın bazı kilit ülkeler ile işbirliği yaparak bir dünya gücü olmasını savunur. Aynı zamanda Rusya’nın hem Batı hem Doğu ülkesi olarak kabul ettiğinden, özellikle Batı ülkeleri için hayati önem taşıyan insan hakları ve demokrasi gibi kavramların Rusya’da ön planda olmasını istemez. Bu bağlamda iç siyasette artan devletin merkezi güç olmasını, yerel yönetimlerin ve federe cumhuriyetlerin yönetimde diğer Batılı federal devletler kadar ön planda olmamasının bir faktörü olarak Neo-Avrasyacı politikayı gösterebiliriz. Putin Rusya’nın yeniden süper güç olması yolunda adımlarını kendi iç siyasetinden başlatmıştır. Küresel anlamda bir süper güç olmak amacında Moskova’yı ana karar alma otoritesine dönüştürerek federe karışıklıkları düzeltmiş, böylelikle küreselde daha aktif, hızlı ve merkezi manevralarının önünü açmıştır.

Neo-Avrasyacı politika bağlamında ele aldığımızda, Batı düşüncelerinin Rusya’da olmasını istemeyen Putin Batılı fikirler ile bağdaştırılan sivil toplum kuruluşlarını (STK), Rusya’da istememektedir. STK’lar karar alma sürecine Batıda etkili oldukları kadar etki edemiyorlardır. 2006’da çıkan STK yasası, hükümetin STK’lar üzerinde aktif bir güç olmasını sağlamıştır (Adal, 2016). Endüstriyel demokrasi ülkelerde gördüğümüzün tersine bu yasa hükümete STK’lar üstünde büyük bir güç vermiştir. Bildiğimiz üzere Batılı devletlerde STK’lar karar alma sürecinde kritik rol oynuyorlardır ve hükümetin aldığı kararları kamuoyu kurarak dolaylı olarak etkiliyorlardır. Yasaya göre hükümet; ulusal tehdit oluşturabilecek STK’ların geçerliğine son vermek, kurulma aşamasında olan STK’ların sorumlu olan kuruma eksik evrak göndermesi halinde otomatikman reddedilmesi, STK’ya gelen fonların kaynağını istemek gibi yetkilere sahiptir.

2009 yılında Barack Obama’nın Rusya’ya yaptığı ziyaret ile 2006 yılındaki yasa değiştirilmiş, STK’lar rahat nefes alabilecekleri bir yasa ile karşılaşmıştır. Artık STK’lar ulusal tehdit olabileceklerine göre kapatılamamakta, eksik evrak göndermeleri takdirde, gerekli evrakların haberinin bildirilerek istenmesine, hükümet tarafından yapılan denetimin bir yıldan üç yıla çıkarılması ve küçük olan STK’ların hazineden yardım alması gibi yasalar değiştirilmiştir. (Freedom House, n.d. s. 1)

2012’de çıkan yasa STK’lara olan sertliği ile 2006 yılındaki yasaya benzemektedir. Yeni yasanın ismi “Yabancı Ajanlar”dır. İsmine bakılınca içeriğine şaşırmamak gerek. Bu terim STK’ları birer casus olarak göstermekte veya o anlama yakın bir anlam taşımaktadır. Bu isim ile hükümetin STK’lara nasıl baktığını anlayabiliriz. Yabancı Ajanlar yasasına göre yurt dışından fon alan ve politik aktivitelerde bulunan STK’ların “yabancı ajan” olarak kayıt olmasını planlamaktadır; STK’ların hangi aktiviteler düzenleyeceğinin iznini devlet tarafından verilmesini, STK’ların hükümet politikalarına saygı duyması ve karşı gelmemesi, Yabancı Ajan olarak sınıflandırılan STK’ların denetlenmesi 1 yıldan 3 aya indirilmesi, habersiz şekilde kamu aktivitelerinde bulunan STK’ların kamu aktivitelerinden yasaklanması ayrıca 300 bin rubleye kadar para cezasına çarptırılmaları gibi yetkiler devlete verilmiştir. Devlet kar amacı gütmeyen kuruluşların toplum sağlığını tehdit etmesi veya şiddet eylemleri gösteren STK’ları suçlu olarak sınıflandırılıp, STK nın kurucusu veya kurucularının para cezası verilir veya hapse atar. Bu suçlu olarak sınıflandırılan STK’ların eylemlerine katılmak para cezasına veya üç yıl hapse mahkûm edilir (Freedom House, s. 2).

Ayrıca Sivil Ajanlar yasası bazı terimlere tanımlar getirmiştir. Bu tanımlar meydana gelen ayaklanmaların hükümet tarafından nasıl yasal bir şekilde bastırıldığının nedeni olarak görmek mümkündür. Bu yasa politik aktiviteyi “Hükümet politikasına veya kamuoyuna etki etmek” gibi bir tanımı vardır. Ancak bu hükümetin politikasına saygı ilkesi ile çelişkilidir. Böylelikle çoğunlukla politik aktivitede bulunan STK’ların eylemleri bastırılmıştır ve bastırılmaktadır. Bunu 2022 Ukrayna-Rusya savaşında meydana gelen eylemlerde görebiliriz. 2016 verilerine göre 148 STK yabancı ajan olarak sıfatlandırışmış ve bunlardan 27’si kapatılmıştır (Amnesty International, 2016). Bu yasa son değişiklikler ile birlikte genişletilerek artık hükümetin politikalarına karşı gelen bireylerinde yabancı ajan olarak nitelendirilmesine izin verilmiştir.

Yabancı Ajanlar yasası ile hükümet kendi önünde durabilecek bir faktörü daha önünden çekmiştir. Merkezi politikaların önünde durabilecek bir kamuoyu oluşmasını engellemiştir.

Sonuç Yerine

Sovyetlerin çöküşünden sonra rejim değişikliğine giden Rusya Federasyonu merkezi gücünün kuvvetini hayatta kalma mücadelesi olarak ele almıştır. Yeltsin dönemi federe bölgelere dağılan gücün, Putin döneminde merkezde toplandığını görebiliriz. Putin’in politikaları ile karar alma gücü cumhurbaşkanlığı makamında toplanmış, yasama ve yargı kurumlarının içi boşaltılarak yetkilerini cumhurbaşkanı üstlenmiştir. Beslan faciası sonrası yerel yönetimler ve federe cumhuriyetlerin yetkileri büyük oranda kısıtlanmıştır. Yerel bölgelerin devlete rakip olması engellenmiştir.

Batılı ülkelerde etkin ve güçlü olan STK’lar Rusya’da etkin olmayıp devletin mutlak otoritesi altındadır. STK’ların merkezi gücün politikasına karışacak güçleri Rusya’da yoktur.

Önümüzdeki günlerde 2022 Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte olası Rusya ekonomisinin çökmesi ve siyasal krize girmesi durumunda, Putin dönemi boyunca bastırılan federe cumhuriyetlerin kendilerine bir takım haklar istemesi muhtemeldir. Sovyetler Birliğinin dağılması ile egemenliğinin artırılmasını isteyen Tataristan gibi ülkeler tekrardan bir krizin başlaması ile birlikte bağımsızlık olmasa bile özerkliklerini arıtılmasını talep etmeleri olası bir durumdur. Ayrıca bu dönemlerde tek kişi tarafından yönetilen politikaların halk tarafından değiştirilmesi ve güçler ayrılığını hafifte olsa görmeye başlayabiliriz.

Kaynakça

Adal, G. (2016, November 18). Af Örgütü: Rusya STK’lar üzerindeki kontrolü artırıyor. Euronews. Retrieved March 11, 2022, from https://tr.euronews.com/2016/11/18/af-orgutu-rusya-stk-lar-uzerindeki-kontrolu-artiriyor

Ağır, O. (2015, Nisan 1). RUS TİPİ FEDERALİZM* RUSSİAN-TYPE FEDERALISM. DergiPark. Retrieved March 3, 2022, from https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/200562

Amnesty International. (2016, November 18). Russia: Four years of Putin’s ‘Foreign Agents’ law to shackle and silence NGOs. Amnesty International. Retrieved March 11, 2022, from https://www.amnesty.org/en/latest/news/2016/11/russia-four-years-of-putins-foreign-agents-law-to-shackle-and-silence-ngos/

Dilmac, T. (2022). Rusyanin Ruhu. Ötüken Nesriyat.

Freedom House. (n.d.). Factsheet: Russia’s NGO Laws. Freedom House. Retrieved March 9, 2022, from https://freedomhouse.org/sites/default/files/Fact%20Sheet_0.pdf

Hubar, G. (2021, June 1). Rusya’nın “Yabancı Ajan Kanunu” Ne Anlam İfade Ediyor? TASAM. Retrieved March 11, 2022, from https://tasam.org/tr-TR/Icerik/65904/rusyanin_yabanci_ajan_kanunu_ne_anlam_ifade_ediyor

Jaishankar, D. (2021, September 10). Russia’s War on Terror after Beslan — ORF America. ORF America. Retrieved March 4, 2022, from https://orfamerica.org/newresearch/russias-war-on-terror-after-beslan

Kahn, J. (2000, July 13). What is the New Russian Federalism. CORE. Retrieved March 3, 2022, from https://core.ac.uk/download/pdf/216916535.pdf

Omelicheva, M. Y. (2012, October 15). After Beslan: Changes in Russia’s Counterterrorism Policy. E-International Relations. Retrieved March 3, 2022, from https://www.e-ir.info/2012/10/15/after-beslan-changes-in-russias-counterterrorism-policy/

Лапина, Н. Ю. (2008). Централизация власти в России: как реализовывался политический проект?. Pro Nunc. Современные политические процессы, (1 (8)), 137-149.

Russian Federation. (2006, February 26). RUSSIAN FEDERATION. Coe. Retrieved March 3, 2022, from https://rm.coe.int/16806415f5%3E

Russian Federation. (2021, February 4). RUSSIAN FEDERATION CONSTITUTION (*). Coe. Retrieved March 3, 2022, from https://rm.coe.int/constitution-of-the-russian-federation-en/1680a1a237

Koray Abacı

Yeditepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler mezunu. Rusya üzerine bölgesel çalışmalar yürütmekte.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir