Türk Keneşi (Türk Konseyi)
ULUSLARARASI BAĞIMLILIK ÇERÇEVESİNDE AVRASYA YANSIMALARI: TÜRK KENEŞİ (TÜRK KONSEYİ)
Fırat KÖSE
Uluslararası İlişkiler “uluslararası sistem” içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir. Bu bakımdan siyaset bilimi, iktisat (uluslararası iktisat, uluslararası politik ekonomi), tarih (siyasi tarih), hukuk (anayasa hukuku, yönetim hukuku ve özellikle uluslararası hukuk), felsefe (siyaset felsefesi ve etik), sosyoloji, psikoloji, coğrafya, antropoloji, sosyal çalışma, kriminoloji, toplumsal cinsiyet çalışmaları ve kültürel çalışmalar gibi pek çok farklı disiplinden faydalanır.
Küreselleşme kavramının dünya literatüründe yer almaya başlaması ile beraber tarih boyunca aslında var olan uluslararası bağımlılık olgusu işlevselliği ile kabul gören bir gerçeklik halini almıştır. Bu gerçeklik temel düzeyde insan, genel düzeyde toplum ve ülkeleri içine almaktadır. Tarihsel bağlamda yüzyıllardır içerisinde yaşadığımız Avrasya coğrafyası; siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik alanlarda iletişim ve etkileşim halinde dünyamızın en önemli coğrafî bölgelerinden biri olmuştur. Konumuzun ana ekseni içerisinde yer almakta olan Avrasya’yı açıklayacak olursak : ” Avrasya kelime olarak Avrupa ile Asya kelimelerinin birleşiminden, yani “avr” ile “Asya” sözcüklerinin birleşmesinden oluşur ve Avrupa kıtası ile Asya kıtasını kapsayan coğrafi bölgeye verilen isimdir. Aslında Avrasya, Avrupa ve Asya’nın birleşimi olan ana kıta olarak ifade ediliyor olsa bile; can alıcı gelişmeler Asya tarafında yaşanmaktadır ve beklenti bunun böyle devam edeceği yönündedir. Bu bağlamda buranın “Avrasya Balkanları” olarak isimlendirildiğini belirtmek gerekir. Avrasya Balkanlarını; Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Afganistan oluşturur. Potansiyel adaylar ise bölgedeki stratejik oyuncular olan Türkiye ve İran’dır. Bu bakımdan bir adım daha ileri giderek denilebilir ki ‘Balkanlaşma’ deyiminden de hatırlanacağı üzere Türkiye bu oyuna ister istemez girmiş bulunmaktadır. Avrasya bir siyasi coğrafya olarak dünya hâkimiyetinin belirlendiği bir alandır. “Avrasya” deyimi Alman Von Humbolt tarafından literatüre sokulmuştur. “Humbolt’un geliştirip adlandırdığı bu kavram, Asya-Avrupa coğrafî bileşenini tanımlamaktadır.”
Bu coğrafî bileşende tarih boyunca her alanda etkileşim halinde olan bölge toplumları-devletleri bu etkileşimi çeşitli faaliyetleriyle (sosyal, ekonomik, siyasî, kültürel, askerî ) devam ettirmeye çalışmışlardır. Uluslararası bağımlılık, yani karşılıklı sorumluluk ve başkalarına bağımlı olma, çoğunluğun görüşüne göre uluslararası sistemin karakteridir. Bu görüşün savunucuları küreselleşmeye, özellikle ekonomik ilişkilere işaret ederek, Uluslararası örgütlerin rolünün ve uluslararası ilişkilerde giderek artan belirli ilkelerin kabul edilmesinin uluslararası sistemin ana ilkesinin uluslararası bağımlılık olduğunu belirtmektedirler.
Uluslararası Kuruluşlar Düzeyinde; bölgesel veya küresel çapta, birden fazla ülkenin bir araya gelip resmi anlaşmalar ve görüşmeler sonucunda askeri, ekonomik veya hukuki örgütler kurması, uluslararası ilişkiler disiplininin ilgi alanına girer. Geçmişten günümüze gelene kadar tarihte birçok ülke uzlaşmaya vararak ve işbirliği yaparak ortak çıkarlar doğrultusunda çeşitli örgütler kurmuşlardır. Bu doğrultuda Avrasya coğrafyasında kurulmuş olan Türk Keneşi/Türk Konseyi, kuruluş ve amaçları bakımından Uluslararası Bağımlılık olgusu üzerinde önemli bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Devletlerin, toplumların her geçen gün daha da kaynaştığı günümüzde her alanda işbirliği artık kaçınılmaz bir ihtiyaç halini almıştır. Bu ihtiyacın farkında olan bölge ülkeleri, temelleri 1992 yılından bu yana belli aralıklarla toplanan Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi’ne dayanan bu kuruluşu meydana getirmişlerdir. Bu işbirliği konseyinin kurulması fikri ilk olarak 2006 yılında Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev tarafından sunulmuştur. Resmi olarak 3 Ekim 2009’da Nahçıvan’da imzalanan Nahçıvan Anlaşması ile Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında kurulmuş olan uluslararası örgüt, ilk kuruluş ismi olan “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Keneşi” ismini 27 Aralık 2011’de “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Arasında Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryasına Dair Ev Sahibi Ülke Anlaşması” ile (Türk Keneşi) olarak değiştirmiştir.
Türk Keneşi’nin üç merkezi bulunmaktadır. Bunlar İstanbul, Bakü ve Nur-Sultan’dır. İstanbul; Genel Sekreterliğin, Bakü; Parlamenterler Asamblesi’nin, Nur-Sultan ise Türk Akademisi’nin merkezidir.
Organları:
- Genel Sekreterlik, İstanbul
-
- Devlet Başkanları Keneşi
- Dışişleri Bakanları Bişkek
- Kıdemli Memurlar Komitesi
- Aksakallar Keneşi
- Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY), Ankara
- Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA), Bakü
- Uluslararası Türk Akademisi, Nur-Sultan
- Türk Kültür ve Miras Vakfı, Bakü
- Türk Ticaret ve Sanayi Odası, İstanbul
- Türk İş Keneşi
- Göçebe Uygarlık Merkezi, Bişkek
Ülke devlet başkanları yılda bir kez resmî, bir kez de gayriresmî olarak çeşitli şehirlerde toplanır. Ayrıca üye ülkelerin dışişleri bakanları ve bürokratları da yıl içerisinde düzenli toplantılar gerçekleştirir. Meclis başkanları ve heyetleri Bakü’de toplanır.
Yönetim Organı bakımından ise: Devlet Başkanları Keneşi-Devlet başkanları konseyi (DBK), tarafların devlet başkanlarının aşağıda belirtilen çerçevelerde bir araya geldikleri düzenli toplantılarla faaliyetlerini sürdürür; güncel uluslararası sorunların çözümüne ilişkin olarak taraflar arasındaki etkileşimin değerlendirilmesi, Türk Keneşi’nin kapsamında öncelikli işbirliği alanlarının belirlenmesi, Türk Keneşi’nin faaliyetlerinin değerlendirilmesi. Bir sonraki DBK toplantısının yeri, kural olarak tarafların İngilizce adlarının alfabetik sırasına göre belirlenir. Olağanüstü DBK toplantısının yeri taraflar arasında sağlanacak mutabakat uyarınca tespit edilir.
Resmî Dilleri bakımından;
- Azerice
- Kazakça
- Kırgızca
- Türkçe
- Özbekçe
- İngilizce olarak belirlenmiştir.
İşbirliği Alanları bakımından;
- Siyasî İşbirliği,
-
- Dışişleri Bakanları Konseyi
- Kıdemli Memurlar Komitesi (KMK)
- Güvenlik İstişareleri
- Genç Diplomatlar Eğitim Programı
- Dış Politika Araştırma Merkezleri Arasında İşbirliği
- Uluslararası Seçim Gözlem Misyonları
- Eğitim,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Türk Üniversiteler Birliği
- Orhun Değişim Programı
- Ortak Türk Tarihi Ders Kitabı
- Ortaokul ve Liselerarası Değişim Programı
- Gençlik ve Spor,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Gençlik Platformu
- Uluslararası Gençlik Kampları
- Uluslararası Gençlik Festivalleri
- Üniversite Spor Oyunları
- Dünya Göçebe Oyunları
- Ekonomik İşbirliği,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Türk İş Konseyi
- Türk İş Portalı
- Ulaştırma,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Kardeş Limanlar Süreci
- Gümrük,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Turizm,
-
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Modern İpek Yolu Ortak Tur Paketi
- Diaspora,
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Deneyim ve Kapasite Geliştirme Eğitim Programları
- Bilgi ve İletişim Teknolojileri,
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
- Medya ve Enformasyon,
- Bakanlar/Çalışma Grubu Toplantıları
alanlarında çok kapsamlı bir şekilde yürütülmektedir.
2018 sonlarından bu yana, Macaristan gözlemci devlet olarak keneş içerisinde yer almakta ve yakın zamanda Türk Keneşi’ne tam üyelik talebinde bulunabilecek konumdadır.
2020 yılında Ukrayna’nın keneş de gözlemci olmak isteği önemli bir gelişmedir. Bununla beraber Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de üye olması muhtemel devletler olarak bilinmektedir.
Bilimsel-kültürel anlamda üye ülkeler, ortak Türk tarihi ile ilgili türünün ilk ve tek örneği ders kitabının hazırlanmasına ilişkin ortak kararlılığı ve çalışmaları gayretle sürdürmektedirler. Konusunun uzmanı olan profesyonel tarihçilerden oluşan komisyon tarafından 15. yüzyıla kadar olan tarihi dönemi kapsayan kitabın hazırlanması tamamlanmıştır. Ortak ekip çalışmasının en sağlam ve önemli başarılarından biri olan söz konusu ders kitabı son incelemeye hazırdır. 15 Mart 2019’da Bişkek’te düzenlenen Beşinci Eğitim Bakanları Toplantısı’nda taraflar, 2020 yılında yapılacak olan Türk Konseyi Zirvesi’ne kadar bahse konu Ortak Türk Tarih Ders Kitabı metninin hazırlanmasının ve tamamlanmasının önemini vurgulamışlardır. Ortak Türk Coğrafyası ve Türk Edebiyatı Ders Kitaplarının da yazılması konusunda Türk Akademisi görevlendirilmiştir. Yine son Eğitim Bakanları Toplantısında, Türk Akademisi ve Üye Devletlerin Ortak Coğrafya Ders Kitabı hazırlama çabalarına övgüde bulunulmuş ve bu konudaki çalışmaların sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Sadece bu çalışma bile daha önce hiç denenmemiş bir çalışma olması bakımından Türk Keneşi’nin önemini gözler önüne sermektedir.
Tüm bu gelişmeler bize Avrasya coğrafyasında kültürel, siyasî anlamda yaşanan gelişmeleri gözler önüne sermesi bakımından önemlidir. 1991’de Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasıyla birlikte dünyada önemli değişimler yaşanmıştır. Birçok yeni ulus devlet tarih sahnesine çıkmış, ortak tarihi ve kültürel değerlere sahip olduğumuz bu yeni ulus devletlerin Türkiye’den büyük beklentileri olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası bağımsızlığını kazanan bölge devletlerinin yaptıkları faaliyetler; küreselleşme, uluslararası bağımlılık, uluslararası ilişkiler kavramlarının ne derece ilerleme ve kullanım alanı bulduğunu ispat eder niteliktedir. Bu ve buna benzer faaliyetler artık dünya bölgelerinin birbirine olan bağımlılığının her gün daha da önem kazandığını ve bu durumun uluslararası ilişkilerin işini ve çalışma alanlarını yoğunlaştırdığını bize göstermektedir. Türk Keneşi’ne üye olması muhtemel devletler ve potansiyelleri bakımından ilerleyen tarihlerde daha da başarılı çalışmalara imza atacağı daha önceki yapılan faaliyetleri ile anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere Avrasya coğrafyası geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de her alanda önemi artan bir coğrafya olarak aktörleri ve hedefleri ile varlığını sürdürmeye devam edecektir.
KAYNAKLAR
ÖZDER, Adem, Avrasya Kavramı ve Önemi, Avrasya İncelemeleri Dergisi (AVİD), II/2 (2013), s. 65-88
YALIM, Burak, YANTUNA, İlknur, KILIÇ, Eda, Türkiye’de Uluslararası İlişkilerci Olmak, Yeni Yüzyıl Yayınları, 2.Baskı, İstanbul, 2014