Yapay Zeka ve Uluslararası İlişkiler
Son yıllarda oldukça çok sık duymaya başladığımız büyük bir tartışma konusu olan ve bir o kadar da popüler olan yapay zeka nedir? Tarımdan sanayiye, hukuktan sanata ve siyasete kadar hızla yayılan; gelişen yapay zeka, gelecekte milyonlarca insanı işsiz bırakacak bir teknoloji mi yoksa bizi daha mı ileri götürecek, insanlığın matbaadan sonra en büyük buluşu mu bunu zaman gösterecektir. Peki gelin bu konuyu beraber inceleyelim.
Yapay Zeka Nedir?
Yapay zeka, alan fark etmeksizin işleri kolaylaştırmak veya oluşan sorunları çözmek için geliştirilmiş insan zekasını taklit eden ve verileri toplayıp saliseler içerisinde işleyebilen bilgisayar sistemleri şeklinde açıklanabilmektedir.
Yapay zeka ilk olarak satranç oynayarak başladı ve dünyanın en ünlü satranç oyuncusu olan Garry Kasparov’u yendi. Aradan geçen yıllarda hızla gelişerek fabrikalar da üretim hatlarını otomatikleştirdi. Son yıllarda Dall-E-2 ve Midjourney gibi yapay zekalar yazdığınız bir metni görsele çevirebilmekte veya Chatgpt gibi yapay zekalar sizin yerinize yazılar hatta kitap bile yazabilmektedir.
Yapay Zekanın Uluslararası İlişkilere Olası Etkileri
Uluslararası ilişkilerle yapay zeka; ekonomi, güvenlik ve iletişim gibi alanlarda kesişmektedir. Yapay zekanın gelişimi sermayeye dayalıdır ve son yıllarda çok büyük yatırımlar söz konusudur. Dünyanın en büyük 2 ekonomisinin bu alanda olan rekabetini alttaki şekil 1’de görebilmekteyiz.
Şekil 1: Bu histogram grafiğinde yatay eksen de yıllar dikey eksende yapay zekaya yapılan yatırım değeri yer almaktadır. Mavi renk ile ABD, turuncu renk ile Çin ve sarı renk ile dünyanın geri kalanı temsil edilmektedir. Yıllar içerisinde ABD’nin yapay zeka yatırımlarının hızla arttığı buna nazaran diğer tüm devletlerin yatırımlarında kısıtlı bir artış olduğu görülmektedir. Çin’in sonradan yatırım yaptığı bu alanda diğer tüm dünya devletleri ile tek başına yarışır konuma geldiği belki de gelecekte ABD’nin tek rakibi olabileceği görülmektedir.
Bu yatırımların küresel ekonomiye katkısının 2030 yılında 15.7 trilyon dolar olması beklenmektedir. Bu beklentinin gerçekleşmesi ihtimalinde Gold Sachs’ın raporunda 300 milyon işin otomatikleştirileceği tahmin edilmektedir. Bu rapora göre en çok etkilenecek iş grupları ofis çalışanları, idari destek personeller ve hukuk yer almaktadır. Bu alanların otomatikleşmesi büyük bir insan gücünün işsiz kalmasına sebep olabilir. Yapay zekayı kullanan küçük azınlığa karşı büyük bir halk tepkisi kaçınılmaz olacaktır
Yapay zeka, dil çevirisi ve her türlü dile erişebilme kabiliyetiyle diplomatik müzakerelerde kolaylık sağlayabilecektir. Bunun yanı sıra güvenlik alanında ise yapay zeka, siber saldırıları tespit edebilir ve önleyebilir, otonom silahların erken tespitinde görev alabilir. Hatta devlet yetkililerinin karar alma sürecine de katkı sağlayabilir. Romanya Başbakanı Nicolae Ciuca dünyada ilk olarak ‘’Lon’’ adlı bir yapay zekayı kendisine ‘’yeni fahri danışman’’ olarak atadı. Başkan Ciuca yapay zeka için ‘’Yapay zeka kullanımının bir seçenek değil daha iyi kararlar için bir zorunluluk olması gerektiğine inanıyorum.’’ ifadelerini kullandı. Yapay zeka Lon’un, halkın istek ve görüşlerini daha iyi analiz edeceğine inanılmakta.
Bunun yanında dünyanın ilk ‘’Yapay Zeka Bakanı’’ ise Birleşik Arap Emirlikleri’nde Omar Bin Sultan oldu. Belki de günün birinde yapay zeka devlet başkanlığı bile yapabilir. Kim bilir belki bizi bizden daha iyi yönetirler.
YAZAR: Dursun Kayı Hökelek