
M.Ö. 2.yy. ile M.S. 14. yy. sonu arasında İpek Yolu, içinden geçtiği birçok imparatorluğun ve hanedanın zenginleşmesine neden olmuştur. Ticaretin doğrudan bir sonucu olarak insanlar binlerce kilometre uzakta geliştirilmiş mallara, fikirlere ve teknolojilere erişme imkânı bulmuşlardır. Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Şi Çinping’in ise tarihi İpek Yolu’nu tekrardan hayata geçirmek amacıyla 7 Eylül 2013’te Orta Asya ve Güney Asya ülkelerine gerçekleştirdiği bir dizi ziyaret sırasında Kazakistan Nazarbayev Üniversitesi’nde ‘Modern İpek Yolu’ projesini duyurdu. Çin-Roma medeniyeti birliği olarak da yorumlanan bu proje, İtalya’nın da iş birliği ile 2049 yılında bitmesi planlanıyor. Çinping, bu projeyi açıklarken ASEAN (Güney Doğu Asya Ülkeler Birliği) ile olan iş birliğini güçlendirmek ve 21.yy. Deniz İpek Yolu’nu ortaklaşa inşa etmek için hazır olduklarını belirtmiştir. Ağustos 2017 yılında proje kapsamında iş birliği imzalayan ülke ve uluslararası kuruluşların sayısı 69’a ulaşmıştır.
PROJENİN TEMEL İLKELERİ
Modern İpek Yolu girişiminin öncelikli olarak Çin’i, dünya ekonomisine iyiden iyiye entegre etme amacı taşıdığını söyleyebiliriz. Daha da açık bir şekilde ifade etmek gerekirse politik ilişkilerin desteklenmesi, uzak yerler arasındaki bağlantıların daha iyiye evrilmesi, ticarette oluşan engellerin en aza indirilmesi hatta hiç oluşmaması, birbiriyle daha bir uyum içinde olan finansal piyasalar ve insandan insana olan bağlantıların, iletişimlerin, oluşturulmasını içeren beş ana hedefi içermektedir. Bu beş temel ilke şöyledir; parasal dolaşımın arttırılması, karayolu bağlantılarını geliştirmek, engelsiz ticareti teşvik etmek, politika iletişimini hızlandırmak, insanlar ve toplumlar arasındaki iletişimi arttırmak.
JEOPOLİTİK ETKİLER
Birbiriyle çok uzak coğrafyalar olmasının yanında Batı uygarlıklarının, Uzak Doğu, Orta Doğu ve Akdeniz coğrafyalarıyla arasındaki ilişkilerinin geçmişi, Çin ve Hindistan’la yapılan ticaretin gelişmesiyle çok daha eskiye dayanmaktadır. İpek ve Baharat Yolları aracılığıyla gerçekleşen bu ticaret, M.S. 5 ve 6. yy.’larda Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşarak bölgenin ekonomisini yükseltmiş, ticaretin gerçekleştiği diğer coğrafyaların da zenginleşmesine sebep olmuştur.
Tarihî İpek Yolu, kıtalar arası transferi sadece kara yolu ile sağlıyordu. Ancak bu yeni proje ile ticaretin kara, demiryolu, deniz ve hava yolundan gerçekleşmesi planlanmaktadır. Zira; Modern İpek Yolu projesi çerçevesinde Türkiye’de dahil olmak üzere pek çok ülke; ulaşım, kargo, altyapı, enerji, iletişim, gümrük, yazılım, ticaret, endüstriyel üretim, e-ticaret ve denizcilik alanlarında birçok proje ve planlara imza attı ve atmaya devam etmektedir.
Yapılan ve yapılması planlanan harcamalara bakıldığında Modern İpek Yolu projesinin, Çin’i deniz yoluna olan bağımlılıktan kurtarması beklenmektedir. Ayrıca bununla birlikte hat üzerinde bulunan ülkelerin hem Çin ile hem de kendi aralarında ekonomik ve siyasi ilişkilerinin daha da gelişmesi sağlanacaktır. Diğer taraftan bakıldığında İpek Yolu hattındaki ülkeler diğer küresel güçlerin sert politikalarından bağımsız olarak alternatif hareket kabiliyetine sahip olacaktır.
EKONOMİK ETKİLER
Projedeki ülkelere bakıldığında genel olarak gelişmekte olan ülkeleri içerdiği görülmektedir. Bu kapsamda söz konusu ülkelerin dünya genelinde yaklaşık 21 trilyon dolarlık bir ekonomik dilimi oluşturduğunu söyleyebiliriz. Buna değinerek Modern İpek Yolu projesinin ciddi bir ekonomik gücü barındırdığı anlaşılmaktadır. Çin, Avrupa’ya bağlanırken; kara, deniz ve demir yolu ulaşımında uyum ve bütünleşmenin sağlanması, küresel ticaret yollarına çeşitlilik kazandırılması ve ulaşım sürelerinin kısaltılarak yapılacak harcamaların azaltılması hedefler arasındadır. Dünya nüfusunun yaklaşık 4,5 milyarını kapsaması ve dünya ekonomisinin yaklaşık 1/3’ünü oluşturması bu projenin önemini ve küresel düzeydeki statüsünü daha da artmaktadır. Ayrıca projenin başlangıcından günümüze yaklaşık 304 milyar dolar harcama yapıldığı da göz ardı edilmemelidir.
Proje tamamlandığında Global Gross Domestic Product (Küresel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)’e 22 trilyon dolar değerinde katkı sunacak. Buda Global GDP’nin %20’sine tekabül ediyor. Global GDP’nin ise 80 trilyon dolar seviyelerinde olduğu tahmin ediliyor. Projenin ne kadarlık bir istihdam sağlayacağı hakkında kesin tahminler bulunmamakla birlikte, İpek Yolu’nun geçtiği bölgelerde ekonominin yükselip yükselmeyeceğini bize zaman gösterecektir.
BEKLENTİLER
Güzergâhta bulunan ülkelerin küresel ekonomiyle uyumunun sağlanması planlanırken aynı zamanda ülke içi refahın arttırılabileceği bir vizyon da sunulmuştur. Doğu’dan Batı’ya uzanan projeye yönelik başlatılan çalışmalar, hem güzergâh üzerindeki ülkelere sermaye akışı sağlamayı hem de bu ülkelerde istihdamı artırmayı hedeflemektedir. Ülkelere altyapılarını geliştirme ve bununla birlikte daha büyük bir ekonomiye sahip olma imkânı vadetmektedir.
Orta Asya ülkelerinde devlet merkezli güvenlik değil de insan merkezli bir güvenlik ihtiyaçtır. Bu yüzden Modern İpek Yolu projesi o bölgeyi dini veya kültürel bir birleşmeyle değil de refah, güvenlik, ekonomik refah, demokrasi gibi etkenlerle ‘işlevsel bir bölge’ haline getirmeyi amaçlamaktadır.
Bu proje ile Orta Asya’da sadece Çin’in ve Hindistan’ın uluslararası ticaret yapmadığı, diğer Orta Asya ülkelerinin de ticaretini uluslararası hale getireceği bir çalışmadır. Proje ile ulaşım ağları, enerji ağları ve telekomünikasyon yoluyla uluslararası entegrasyon hedeflenmektedir. Bu iki girişim, Çin tarafınca daha sonra ‘Bir Kuşak Bir Yol’ olarak isimlendirilmiştir. Burada kuşak, İpek Yolu Ekonomik Kuşağını; yol ise 21. yüzyıl Deniz İpek Yolu’nu ifade etmektedir. Yeni İpek Yolu projesi ile mevcut lojistik imkanlarla bile ulaşılması zor noktalara gidilmesi hedeflenmektedir. Fakat projenin vizyonu bununla birlikte birçok iletişim ve gelişim aşamasını da beraberinde getirmektedir.
YAŞANILABİLECEK SORUNLAR
Projenin uygulanabilmesinin ve ilerleyebilmesinin önünde Doğu Avrupa’da yaşanan Ukrayna-Rus savaşı, karışıklığın ana merkezi olan Orta Doğu’da ise Irak ve Suriye gibi siyasi polemikler nedeniyle zorluklar bulunmakta. Bunun yanında Pakistan, İran ve Afganistan ise hem ekonomik hem de siyasal istikrarsızlıklarla mücadele etmektedir. Doğu Akdeniz’de son dönemlerde meydana gelen gerilim içerikli gelişmeler İpek Yolu girişiminin önündeki engellerden bazılarıdır. Diğer engel teşkil edecek hususlardan biri ise Tarihi İpek Yolu’nda olduğu gibi Sincan Uygur Özerk Bölgesi yani Müslüman Türk vatandaşlarının yaşadığı Doğu Türkistan. Doğu Türkistan’da yaşanan sorunlara Çin tarafından halen son verilmemiş ve çözüme kavuşturulmamış olması Türkiye’nin bu projeye bakışında sorun teşkil edebilir. Bunun yanında ‘Rusya’nın arka bahçesi’ olarak kabul edilen bu bölgede sadece enerji kaynakları barınmıyor. Bu bölge Yeni İpek Yolu’nun doğu ve batı arasındaki ticaret ağlarını da birbirine bağlıyor.
TÜRKİYE ve TÜRK DÜNYASI’NIN PROJEDEKİ KONUMU ve ÖNEMİ
İpek Yolu’nun Türkiye açısından en önemli koridoru; Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ile Bakü-Tiflis-Kars demir yolu projesinin oluşturduğu ‘Orta Koridor’ olarak göze çarpmaktadır. Türk Koridoru olarak da adlandırabileceğimiz bu yol Pekin’den Londra’ya kadar uzanan Modern İpek Yolu projesinin ana damarlarından birisidir. Bu yol tamamlandığında dünya dengelerini etkileyeceği belirtilmektedir. Çünkü bu hat, üç kıtayı birbirine bağlayan modern ticaret, ulaşım ve lojistik yolu olacaktır. 2020’de yaşanan Karabağ zaferi de bu koridorun Türkiye ile Orta Asya ve Türk Cumhuriyetleri ile olan bağını daha da sağlamlaştırmıştır.